in

Ünlü Bilimkurgu Yazarı Harlan Ellison Aramızdan Ayrıldı

Star Trek’in “City on the Edge of Forever” gibi efsane bir bölümünde imzası olan, ödüllü bilimkurgu yazarı Harlan Ellison hayatını kaybetti.

harlan ellison
- Reklam -
- Reklam -

Hayatı boyunca birçok önemli hikâye ve makale yazmış, Star Trek, Babylon 5 ve The Outer Limits de dâhil olmak üzere yaratıcı televizyon dizilerinin yazarlık kadrosunda yer almış Harlan Ellison geçtiğimiz perşembe günü, 84 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Susan Ellison benden yazar Harlan Ellison’ın bugün erken saatlerde, uykusunda hayatını kaybettiğini duyurmamı istedi. “Kısa bir an için buradaydım ve kısa bir an için önem arz ettim.” -HE, 1934-2018. Hayatı için anma hazırlıkları beklemede. 

Üretken olduğu kadar aksiliğiyle de tanınan yazar, Star Trek’in “City on the Edge of Forever” adlı bölümüyle hayranların aklına kazınmıştı. Spock ve Kirk’ün zamanı rayına oturtmak için Amerika’nın Buhran Dönemi’ne gittikleri hikâyeyi Star Trek ekibi biraz değiştirmek zorunda kalmıştı. Ellison o vakit gündemde olan Vietnam Savaşı’na dair bölümde savaş karşıtlığı söylemlerinde bulunuyordu. Politize olmak istemeyen Star Trek çalışanları metni biraz değiştirmiş ve Ellison’ı üzmüşlerdi.

Yazarın 1995’te yayımlanan “The City on the Edge of Forever: The Original Teleplay That Became the Classic Star Trek Episode” kitabında bu bölüm için yazdığı iki taslak da bulunmakta.

Harlan Ellison’ın birçok eseri başkaları için esin kaynağı olmuş ve hatta kendisinin fikirleri kopyalanmıştı. Ellison böyle durumlarda kişileri dava etmekten hiç çekinmemişti. Bunlardan en ünlüsü 1984 yapımı “The Terminator” filmidir. Ellison James Cameron‘ı yaptığı filmin 1964 yılında The Outer Limits adlı televizyon dizisi için yazdığı iki bölümden materyal aldığı yönünde dava edip davayı kazanmıştı. Ancak bu olay sonucu Cameron Ellison’ı bir “parazit” olarak etiketlemişti.

- Reklam -

Ohio’da küçük bir kasabadaki tek Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ellison 1950’lerde üniversite okurken çeşitli dergilere bilimkurgu hikâyelerini satmaya başladı. 1962’de Kaliforniya’ya taşındı. Walt Disney Stüdyolarına çalışan olarak girdiği ilk gün stüdyonun ünlü karakterleri hakkında yaptığı uygunsuz bir öneri sonrası gün bitmeden kovuldu.

Ellison yazının her alanına el attı. Sinemada “The Man From U.N.C.L.E.”, “Route 66” “Burke’s Law”“Voyage to the Bottom of the Sea” ve daha nice eserin taslaklarını yazdı. “A Boy and His Dog” gibi bir yapımın senaryosunu kaleme aldı. “I Have No Mouth and I Must Scream” adlı spekülatif eseri, tarihin en iyi macera oyunlarından biri olarak oyunseverlerle buluştu.

Edebiyat alanında bizler ne yazık ki kendisinin romanlarını göremedik. Ancak çeşitli derlemelerde öykülerini okuma şansı yakaladık. Karanlıkta 33 Yazar, Korkunun Bütün Sesleri, Yüzyılın En İyi Bilimkurgu Öyküleri, Gölge Oyunu: Gece Yarısı Mareşaline Övgüler adlı Türkçe derlemelerde yazarın öyküleri yer almakta.

Sayısız ödül kazanmış olan Ellison’ın üretkenliği hayatının son anına kadar devam etti. Kendisi kişiliği bakımından çok eleştirilse de bilimkurguya kattığı eserlerdeki yaratıcılık çoğu insana ışık olmayı başardı.

Bu acı günü yazardan bir söz ile bitirelim:
“Evrende en sık rastlanılan iki elementten birisi hidrojen, diğeri ise aptallık.”
Huzur içinde uyu Ellison.

Kaynak: Variety

Burak İpek

Özellikle bilimkurguya ve çizgi romanlara bayılır. Çizgi romanlara girişi Dylan Dog, bilimkurguya aşkı ise Dune serisi ile başladı. 7 yaşından beri bilgisayarla ve elektronik aletlerle iç içe yaşamayı seçerek göbeğini büyüttü. Düşüncelerini başkalarıyla tartışmak adına Kayıp Rıhtım’da yazılar yazıyor.

6 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for magicalbronze magicalbronze dedi ki:

    Üzüldüğüm nokta şu: Böyle önemli ve birikimli bir ismin, yaşarken tek bir kitabının bile (derlemelerden bahsetmiyorum) Türkçeye çevrilmemesi. Bu da bizim ayıbımız olsun.

    Umarım gittiği yerde daha mutludur.

  2. Avatar for DigitalMilitia DigitalMilitia dedi ki:

    I Have No Mouth, and I Must Scream ile tanıdım kendisini yıllar önce. Eseri bitirdiğim vakit yüzümden kan çekilmişti, o denli etkilenmiştim. Hayâl gücüne, üslûbuna, yarattığı o atmosfere de hayran kalmıştım. Bu dünyanın zırvalıklarından kurtulmuş anlaşılan. Ne diyelim, huzur içinde yatsın.

  3. Avatar for Mustafaizmirli Mustafaizmirli dedi ki:

    O ayıp bizim değil, üstadım. O edebiyat “tutkunu” olan yayınevlerinin ayıbı ve belki de tamda şimdi yazarın eserleri dikkatlerini çeker. Çevirme süreci bile kısa mı kısacık olur ki hep öyle olmuştur. Neyse üzüntümü onlardan çıkarmayayım onların da haklı sebebleri yok değil…

    Bu arada Burak, ellerine sağlık, yazara yakışır bir haber yazmışsın. :+1:

    Sanırım bu yıl sevilen yazarların üzerinde kara bulutlar geziniyor ve bu hüzün mevsiminde muazzam yapraklar birer birer solup yitiyor… :frowning_face:

  4. Avatar for bakirbukowski bakirbukowski dedi ki:

    Bana biraz ışık verin…

  5. Avatar for mit mit dedi ki:

    Vay be… Harlan Amca da gitti demek öteki tarafa :confused: Şu son birkaç yılın bilançosu ağır oldu sanat dünyası adına.

    Ben de ilk olarak I Have No Mouth But I Must Scream sayesinde tanımıştım Ellison’ı. Ama kitabıyla değil, oyunuyla. Çok sıra dışı, çok acayipti. Etkilenmiştim bayağı. Rahatsız etmişti beni, bitirememiştim oyunu.

    Sonrasında Korkunun Bütün Sesleri’ndeki öyküsünü okudum, Gölge Oyunu’nda da bir hikayesini çevirme fırsatına eriştim. Hikayeden çok, öykünün sonunda Bradbury için yazdığı uzun anma yazısı kaldı aklımda. Çok aksi ve huysuz bir adamdı :slight_smile:

    Yazarlardan tavsiyeler dosyamızda da onun bir yazısını çevirmiştim. Hiç unutmam oradaki huysuz yorumlarını:

    70 kitap yazdığım için insanlar bana, “Tanrım, çok üretkensiniz,” diyorlar. Ben de onlara, “Üretkenle ne demek istiyorsunuz? Ben bu işi 42 yıldır yapıyorum ve 70 kitap yazdım. Bu benim yaptığım şey. Tam zamanlı bir iş bu. Eğer bir tesisatçı olsaydım ve 10,000 tane tıkanmış tuvalet açsaydım o zaman bana, ‘Çok üretken bir tesisatçısınız,” mı diyecektiniz?” diye soruyorum.

    İlginçtir, tüm bu huysuzluğuna rağmen çok mülayim bir adam olan Ray Bradbury’nin en yakın dostuydu. Gölge Oyunu’da yazdığı anma yazısında Ellison şöyle demişti.

    Ray ahirete gittiğimizde beraber oturup Dickens ve Dorothy Parker’la karşılıklı anılarımızdan bahsedeceğimizi, Ezop ve Melville ile de şakalaşıp birbirimize hikâyeler anlatacağımızı iddia ederdi.
    Eee… şey, tamam Ray, eğer sen öyle diyorsan.

    Ellison ahirete inanmadığını ama artık kendisi de çok yaşlandığı için hangisinin kazanan ata oynadığını yakında öğreneceklerini de söylemişti.

    Şimdi tıpkı Bradbury’nin hayal ettiği gibi diğer hikaye anlatıcılarıyla beraberdirler umarım. Toprağı bol olsun.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

1 cevap daha var.

far lone sails inceleme

Far: Lone Sails – Buram Buram Yalnızlık

fatih akin tepki

Stephen King’in “Tepki” Romanına Türk Yönetmen