400.000 yıllık kemikler üzerinde yapılan yeni bir çalışma, ilk insanların büyük memeliler dışında kunduz gibi daha ufak hayvanları da beslenmek için avladıklarını ortaya çıkardı.
Yeni bir keşif, ilk insan beslenme çeşitlerine ilişkin anlayışımızı yeniden şekillendirdi ve daha önce düşünülenden çok daha geniş bir mutfak ortamına işaret etti. Orta-Pleistosen insanlarının öncelikli olarak büyük memelileri avlamaya odaklandığına dair geleneksel inanış, yeni bir araştırmanın beklenmedik bir av tercihine dair kanıtları ortaya çıkarmasıyla sarsıldı: kunduzlar.
Almanya’daki Bilzingsleben bölgesinde araştırma yapan arkeologlar, 400.000 yıl öncesine ait yaklaşık 94 kunduzun kemiklerini incelediklerinde şaşırtıcı bir keşifte bulundular. Titiz incelemeleri sonucunda bu kemikler üzerinde, o dönemde ilk insanlar tarafından kunduzların sistematik bir şekilde sömürüldüğünü gösteren belirgin kesik izlerine rastladılar.
Çalışmanın yazarlarından Sabine Gaudzinski-Windheuser, bu bulgunun önemini vurgulayarak, “Paleolitik kunduz kemikleri üzerinde kesik izlerinin keşfedilmesi son derece nadirdi ve daha önce sadece izole kemikler üzerinde tanımlamalar yapılmıştı,” yorumunda bulundu.
Bu kesik izlerinin dağılımının ayrıntılı analizi, eski insanların kunduzları hem etleri hem de değerli derileri için hedef almış olabileceğini düşündürüyor. Başta genç yetişkinler olmak üzere bu kunduzların önemli miktarda yağ depolaması, onları beslenmek için cazip bir kaynak haline getiriyordu. Olgunlukları ve bol yağ içerikleri onları muhtemelen avcılar için ideal hedefler haline getirmiş ve sistematik olarak tüketilmelerine katkıda bulunmuştu.
400.000 Yıl Önceki Kunduz Avcılığı ve İlk İnsanların Beslenme Perspektifine Yeni Bir Bakış
Yeni bulgular, ilk insanların Pleistosen döneminin çok sonralarına kadar nispeten sınırlı bir beslenme sürdürdüğü yönündeki önceki varsayımlarla çelişiyor. Gaudzinski-Windheuser, konuyla ilgili olarak şunları söylüyor:
“Daha önce, Avrupa popülasyonlarının yaklaşık 50.000 yıl öncesine kadar öncelikle büyük av hayvanlarıyla beslendiğine inanılıyordu ve bu da modern insanların uyarlanabilir beslenme modellerinden temel bir farka işaret ediyordu. Ancak bizim keşfimiz, daha önce hayal edilenden çok daha önce ortaya çıkan erken homininlerin beslenmesinde oldukça geniş bir yelpazeyi gözler önüne seriyor.”
Çalışmanın bulguları, arkeolojik kayıtların neden ağırlıklı olarak büyükbaş ve gergedan gibi daha büyük hayvanları içerdiğine ışık tutuyor. Araştırmacılar, arkeolojik kayıtlardaki önyargının altını çizerek, “Bu döneme ait büyük memelilerin kalıntıları tipik olarak daha küçük hayvanlara ve bitki kalıntılarına kıyasla daha iyi korunmuştur” diyor.
Scientific Reports dergisinde yayımlanan çalışma yalnızca eski insan beslenmelerine ilişkin algılarımızı değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda atalarımızın yiyecek seçimlerindeki olası esneklik ve çeşitlilik hakkında düşünmeye sevk ediyor. Dahası, erken insanların geçim stratejilerine ilişkin çağdaş kavramlara meydan okuyarak, ilk insanların uyum sağlama kabiliyeti üzerine düşünmeye de davet ediyor.
Siz bu keşfi nasıl değerlendiriyorsunuz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, bilim dünyasından yeni gelişmeler için bizleri Google News’ten takip edebilirsiniz.
Kaynak: IFL Science
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!