Neptün gezegeni, James Webb Uzay Teleskobu’nun yeni durağı oldu. Gezegenin halkaları ilk defa bu denli net bir şekilde görüntülendi.
Karanlık, soğuk ve süpersonik rüzgarlarla kamçılanan Neptün, Güneş Sistemi’ndeki en uzak gezegen olarak tanımlanıyor. Komşusu Uranüs’le birlikte “buz devleri” olarak bilinen gezegen, iç yapıları hidrojen ve helyum bakımından daha zengin gaz devleri Jüpiter ve Satürn’den daha ağır elementlerden oluşuyor.
Şimdi NASA’nın geçen aralık ayında uzaya fırlattığı James Webb Uzay Teleskobu’ndan gelen yeni görüntüler, Neptün’ü ve gezegenin tespit edilmesi zor büyüleyici halkalarını yeni bir ışık altında gözler önüne seriyor. Neptün uzmanı ve Webb projesinde disiplinler arası bilim insanı olarak çalışan Heidi Hammel, yeni çekilmiş fotoğraflarla ilgili konuştu ve şunları söyledi:
“Bu soluk, tozlu halkaları son gördüğümüzden bu yana otuz yıl geçti ve onları kızılötesinde ilk kez görüyoruz.”
Birkaç net ve dar halkaya ek olarak Webb’den gelen görüntüler, gezegenin daha soluk toz bantlarını da gösteriyor. Halkalardan bazıları NASA’nın Voyager 2’si 1989’da gezegenin halkalarının varlığının ilk fotoğrafik kanıtını elde ettiğinden beri gözlemlenememişti.
Yeni görüntülerde Neptün, ışığın görünür dalga boylarında yakalanan görünümlerde sahip olduğu tipik mavi görünümün aksine beyaz renkte görünüyor. Bunun nedeni, gezegenin kimyasal yapısının bir parçası olan gaz halindeki metanın Webb’in Yakın Kızılötesi kamerasına (NIRCam) mavi görünmemesidir.
Neptün Halkaları Dışında Gezegenin Bazı Uyduları da Görüntülendi
James Webb’in Yakın Kızılötesi kamerasıyla çekilen bu görüntüde, gezegenin yanında büyüklük ve şekil olarak değişen yüzlerce arka plan galaksiden oluşan bir saçılım da görülüyor. Görüntülerde ayrıca metan-buz bulutları da yer alıyor. Bunlar metan gazı tarafından emilmeden önce güneş ışığını yansıtan parlak çizgiler ve noktalar. NASA’ya göre “Gezegenin rüzgârlarına ve fırtınalarına güç veren küresel atmosferik dolaşımın görsel bir imzası” olabilecek, gezegenin ekvatorunu çevreleyen parlak, ince bir çizgiyi tespit etmek de mümkün.
Yeni uzay teleskobu ayrıca Neptün’ün bilinen 14 uydusundan yedisini, gezegenin etrafında alışılmadık bir geri yörüngede hareket eden en büyük ayı Triton da dahil olmak üzere fotoğrafladı. Gökbilimciler, Triton’un belki de Kuiper Kuşağı’nda -Güneş Sistemi’nin kenarındaki buzlu nesnelerin bir bölgesi – gezegenin yerçekimi kavrayışına giren bir nesne olduğunu düşünüyorlar. Araştırmacılar önümüzdeki yıllarda Triton ve Neptün’ü daha fazla incelemek için Webb’i kullanmayı planlıyor.
Dünya’ya göre Güneş’ten 30 kat daha uzakta bulunan Neptün, dış güneş sisteminin uzak, karanlık bölgesinde hareket ediyor. Bu mesafede ısı kaynağı yıldızımız o kadar küçük ve soluk ki gezegende yaşanan öğlen vakti, Dünya’daki loş bir alacakaranlığa benziyor.
James Webb’in çalışmalarına başladıktan bu kadar kısa süre içerisinde yeni görüntülerle gelmesi konusunda sizler neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizlerle paylaşabilirsiniz.
Kaynak: NASA
İçimde tam bir Anadolu köylüsü yatıyor. Astronomi alanında yapılan büyük keşifler hiç ilgimi çekmiyor, şahsen uzaya çıkana kadar da çekmez muhtemelen.
Not: Güzel fotoğraf.
Bu teleskobun, yapımındaki ve işletimindeki ortaklardan ESA’nın sayesinde bu kadar işlevsel olduğunu düşünüyorum. Çünkü ‘NASA’ya kalsaydı Hubble gibi sadece kendi çıkarlarına hizmet edecek ve bir teleskop yollarlardı, fakat Avrupa ülkeleri çıkarcılıktan çok amaçsallığa ve işlevselliğe önem verdiği için daha iyi yönde bir yapıya sahip teleskop ortaya çıkardı’ gibi geliyor bana