The Invisible Man Filmindeki Görünmezlik Teknolojisi Gerçek Olabilir

- Reklam -

Şubat ayında gösterime giren The Invisible Man filminde (Görünmez Adam) Adrian Griffin (Oliver Jackson-Cohen) görünmezlik teknolojisini geliştirir. Bu teknolojiyi de kötü ilişkilerinden kaçıp kurtulan eski sevgilisi Cecilia’yı (Elisabeth Moss) korkutmak ve dehşete düşürmek için kullanır. Adrian’ın kardeşi Tom (Michael Dorman) da bu işte suç ortağıdır.

The Invisible Man’in rahatsız edici kısımları görsel efektler ile değil filmdeki teknolojinin kullanım şekli ile sağlanmış denilebilir. Filmin yazarı ve yönetmeni Leigh Whannell ise filmde bahsi geçen görünmezlik teknolojisini nasıl yarattığına dair geçen günlerde açıklama yaparak bu fikri gerçek bilim insanlarına da onaylattığını söyledi.

H.G. Wells’in aynı adlı orijinal romanında ve 1933 yapımı film uyarlamasında, çılgın bilim insanlarının görünmez olabilmek için bir iksir içmeleri gerektiğini görüyoruz. Hatta 2000 yapımı Hollow Man filminde de görünmez olmak için belirli bir kimyasal maddenin kullanılması gerekiyordu. Ancak Leigh Whannell bu filmde farklı yaklaşımlarda bulunmayı tercih etmiş gibi gözüküyor.

- Reklam -

The Invisible Man Filminde Serum Yerine Giyilebilir Teknoloji

Los Angeles’da yapılan soru cevap etkinliğinde de konu ile ilgili açıklamalarda bulunan yönetmen şunları söyledi:

“Adrian’ın herhangi bir serum veya onun gibi bir şey kullanmasını istemedim. Süper kahraman filmlerinde de hep öyledir. Sebep hep serum veya kimyasaldır. Baş karakter seruma maruz kalmıştır veya kullanmıştır. Bir bakarsınız karakter zamanın ötesini görmeye başlar. Ben bu şekilde olsun istemedim. Görünmezlik kavramını nasıl mantıklı bir halde aktarabileceğimi düşündüm. Eğer araştırırsanız, bu görünmezlik olayının üzerinde gerçekten de durduklarını görürsünüz. Zaten bu tarz teknoloji ve fikirler her zaman askeri alanda başlar. Daha sonra da internet ve geri kalan her şeyle beraber günlük hayatımızda yer edinir.”

- Reklam -

Fikrini bilim insanlarına sunan Whannel konuşmasına şöyle devam etti:

“Yapım tasarımcısı Alex Holmes ile Sydney’deki Teknoloji Üniversitesi’ne gittik. Görünmezlik sağlayan kıyafet/kostüm fikrimizi oradaki bilim insanlarına anlattık. Onlar da bunun gerçek olabileceğini söyledi. Hatta planlarını da çizdiler. Akla uygun olması için her şeyi yaptık diyebiliriz. İzleyicinin kendini filmde hayal etmesini, bu kavramın günlük hayattan çok uzak veya tuhaf olmadığını düşünmesini istedim.”

Konu ile ilgili sizin düşünceleriniz nedir? Sizce bu şekilde aktarılması daha mı doğru olmuş yoksa kitabın ruhunu yansıtmamış mı? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşmayı unutmayın.