Yaklaşık bir buçuk yıl önce sizlere duyurduğumuz “Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor” projesi, sonunda kitaplaştı! Peki tam olarak nasıl bir projeden bahsediyoruz? Nereden çıktı bu “Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor”?
Nazım Hikmet’in 1939-1945 yılları arası yazdığı Memleketimden İnsan Manzaraları’nın 70. yılı ve Açık Radyo’nun kuruluşunun 20. yılının aynı seneye tesadüfü üzerine ortaya çıkan “Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor”, edebiyatseverleri kendi hikâyelerini anlatmaya davet etmişti. Tıpkı Nazım Hikmet’in 1908’den 1945’e kadar olan zaman diliminde üç yüzden fazla karakter üzerinden Türkiye’nin hikâyesini anlatması gibi. Söz konusu hikâyeler Açık Radyo’da seslendirilerek düzenli olarak dinleyicilerle buluşturulmuştu. İşte o hikâyeler, nihayetinde kitaplaştırıldı ve 2 Haziran 2017’de (yani Nazım Hikmet’in 54. ölüm yıldönümünde, Can Yayınları tarafından raflara sunuldu.
Gelin kitabın tanıtım bülteninin bir kısmına hep birlikte göz atalım.
Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor | Arka Kapak Tanıtımı
Aradan 70 yıl geçtikten sonra, Paul Auster’ın Babamın Tanrı Olduğunu Sandım kitabında topladığı Amerika’nın her yerinden yazılıp gönderilen gerçek yaşam hikâyelerini radyoda seslendirmesinden ilhamla Açık Radyo ve Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, “Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor” sloganıyla herkesi kendi hikâyesini anlatmaya davet etti. Merkeze ulaşan yüzlerce hikâye Murat Gülsoy, Güven Güzeldere, Ömer Madra ve İlksen Mavituna’dan oluşan seçici kurul tarafından ön elemeden geçerek yazar, şair ve akademisyenlerden oluşan bir editör ekibi tarafından yayına hazırlandı.
Seçilen 102 yazardan 116 öykü Açık Radyo mikrofonlarından seslendirildi. Şimdi de Can Yayınları tarafından basılarak kalıcı hale geliyor. Öyküler kitapta Aile, Aşk ve Delilik, Yoksulluk, Toplumsal ve Kültürel Kimlik, Hayvanlar, Köy ve Taşra, Ölüm, Şehir Hayatı, Toplumsal ve Siyasal Olaylar, Yardımlaşma ve Dostluk gibi başlıklar altında toplandı. Hepsi de Türkiye’nin hikâyeleri. Gerçekten yaşanmış ya da Oğuz Atay’ın deyişiyle, “hayat-ı hakikiye hikâyeleri”.
Yaşandılar, yazıldılar. Anlatıldılar, anlaşıldılar. Şimdi sıra paylaşılmalarında…