Hakan Tunç
Japon Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, Kahramanmaraş’ta yaşanan iki büyük depremin yarattığı ağır hasar hakkında açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda uzun bir süredir Türkiye’de çalışan Japon Hazama Ando şirketinin Türkiye Genel Müdürü de olan Moriwaki, sonraki depremler adına alınması gereken önlemler ve ‘imar barışı’ hakkında konuştu.
7.7 ve 7.6’lık yıkıcı ve on binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan depremlerin ardından gözler yine bilime ve deprem uzmanlarına çevrildi. Aylar önce bu fay hattında bir deprem olabileceğine dikkat çeken Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, konuyla ilgili yeni açıklamalarda bulundu ve Doğu Anadolu fay hattındaki Bingöl Fayı ile Hatay Fayı’nın henüz kırılmamış olduğuna dikkat çekti.
Ekonomim.com’dan Hüseyin Gökçe’ye konuşan Moriwaki, şunları söyledi:
“Hatay ve devamında Doğu Akdeniz’de Kıbrıs’a kadar uzanan bir hat var. Zamanı söyleyemeyiz ama bu hatta bir deprem öngörüyorum. Bingöl Fayı da kırılmamış olduğu için bu bölgeye dikkat edilmeli. Marmara bölgesi için bir zaman belirtemem ama yüzde 70 ihtimalle 7-7.5 şiddetinde bir deprem öngörülüyor.”
Japon deprem uzmanı, bu uyarıların yanı sıra binalarda nasıl bir güçlendirme yapılması gerektiğine ve olası depreme nasıl hazırlık yapmamıza dair de önemli açıklamalarda bulundu. Moriwaki Türkiye’de bulunan 21 milyon binanın yarısından fazlasında ciddi derecede problemli olduğuna da dikkat çekti.
Japon Deprem Uzmanı Temelinde Özel Kauçukların Kullanıldığı İzolatörle Yapılan Binaların Yıkılmadığını Söyledi
Japonya’da yapı denetim firmaları olmadığına ve buna da ihtiyaç duyulmadığını belirten deprem uzmanı, ülkelerinde ruhsatsız ve denetlenmemiş bir bina içerisinde oturulmanın mümkün olmadığını ve bina ruhsat oranlarının yüzde 100 olduğunu aktardı.
Moriwaki aynı zamanda izolatörlerin önemine de değindi ve temelinde özel kauçukların kullanıldığı sismik izolatörlerin binaları yıkılmaktan kurtardığını söyledi. Bina inşa maliyeti içindeki payının sadece yüzde 2.5 olduğu ifade edilen izolatörler, 7 – 7.5 şiddetindeki bir depremin binaya olan yansımasını 3 veya 4 şiddetine eşdeğer bir sarsıntıya indirdiği belirtiliyor. Bu sistemin öncelikle okullar olmak üzere tüm binalarda zorunlu olması gerektiğini kaydeden Yoshinori Moriwaki, sanayi tesislerine de dikkat edilmesi gerektiğini ve özellikle toplanma alanı olarak kullanılan binalarda jeneratör, battaniye, yemek, su gibi malzemelerin hazır bulunması gerektiğini bildirdi.
“İmar Barışını Anlamıyorum”
Yaşanan deprem felaketiyle bir kez daha gündeme gelen imar barışı hakkında da konuşan deprem uzmanı, şunları söyledi:
“Japonya da imar affı ya da imar barışı diye bir şey yok. Af dediğiniz Japonya’da sadece hapishanelerde olur. O da mahkûm kendisini düzelttiyse yapılır. Binada bir şey düzeltmeden, kaçak bina için para ödeyip imar, ruhsat alabiliyorsunuz. Özellikle İzmir depreminde yıkılan binaların çoğunun imar affından yararlandığını görüyoruz. Adeta insanların hayatı para ile değiştiriliyor. Ben bir insan olarak imar affına karşı çıkıyorum. Paraya ihtiyaç olduğu için çıkarıldığı söyleniyor. Ama öbür yandan insan hayatı çalınıyor.”
Japon Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki’nin açıklamaları hakkında sizler neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizlerle paylaşabilir, ayrıca tüm içeriklerimizden anında haberdar olmak adına bizi Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.
Kaynak: Ekonomim
Ben de Japonları anlamıyorum, hapishane hariç af vermiyorlarmış, onu da mahkum kendini düzeltirse veriyorlarmış. Japonlar gelin size biraz katekulli şeyler öğretelim. Zaten 25 yıldır durgunluk var ekonominizde. Bizi dinlerseniz ekonominiz de şahlanır.
Eğitim seviyesi düşük olan ve yoksul ülkelerde demokrasi olmaz, olmuyor, bunu kabul edelim artık.
Bu insanlar gecekondulara su, elektrik bağlayacağız, tapu vereceğiz diye gelmediler mi? Çıkış noktaları bu değil mi? İnsanlar da oy vermedi mi? Gecekondulara tapu vermeyen, su, elektrik bağlamayan yöneticileri “halka tepeden bakan, beyaz türk” diyerek şeytanlaştırmadılar mı?
Eğer halk eğitimsiz ve fakirse böyle şarlatanlar çıkar ve tıpkı 5 yaşındaki çocuğa sürekli çikolata, şeker yedirerek sevgisini kazanır gibi uzun vadede halkın kötülüğüne olacak imar affı, gecekondulara tapu gibi davranışlarla sevgisini kazanır.
Ben açık konuşmayı severim, bir çok anadolu şehrinde son 20 yılda müstakil evlere 10-12 kat imar verildi ve bu evlerin sahipleri zengin oldu.
İnsanların salyalar saçarak bir partiyi savunmasın altında bu tür etkenler var.
İstanbul’da deprem olduğunda çoğumuz öleceğiz, ölmeyenlerimiz işsiz kalacak. Bence ülke ekonomik bağımsızlığını kaybedecek ve dış yardımlar olmadan yaşayamaz hale gelecek. Bunları yaşayıp göreceğiz hep birlikte.
Demokrasi ile “deprem olacağına inanmıyorum” diyen maraş belediye başkanı seçilir, her 3 senede bir imar affı çıkaran partiler iktidar olur.
Asla imar affı çıkarmayacağım, deprem izolatörünü zorunlu kılacağım gibi programı olan partiler asla seçim kazanamaz.
Merak eden meclisteki imar affı oylamalarına baksın muhalif partilerden vekiller de destekledi.
Düzeni bilmeyen anlayamayabilir ama inşaat rantı bu ülkenin olmayan petrolü, doğalgazı. Havadan gelen para yani. 2 katlı evi yıkıp 12 katlı bina dikiyorsunuz, inanılmaz kârlı bir iş. İmar affı veriyorsun oy kazanıyorsun. Devlet arazisini zaten eğitimli eğitimsiz herkes çeviriyor.
Bu ülke ve toplum hakettiğinden ve kendi davranışlarının sonucundan başka bir şey yaşamıyor.
Anlayamamanız o kadar doğal ki sayın hocam, toplumunuz bilimle - doğrulukla - iyilikle - dürüstlükle - güzellikle meşgul oluyor ve tabii ki çokta iyi yapıyor. Bizdeyse yolsuzluk, üçkağıtçılık, akraba eş dost kayırma, dolandırıcılık, hırsızlık vb. kötücül özellikler revaçta olduğundan ‘imar affı’ - ‘vergi affı’ - ‘suçluların affı’ gibi masum ve dürüst vatandaşları cezalandıran olgular gündemde sürekli … Bizdeki yöneticiler paraya tapar, sizdeki gibi iyicil erdemlerden bihaberdirler …