Mortal Kombat İncelemesi: Ölümcül Dövüş mü Hayal Kırıklığı mı?

Yeni Mortal Kombat filmi incelemesi yayında. Nihayet geçen hafta itibarıyla yayınlanan Ölümcül Dövüş, aksiyon ve dövüş sahneleri ile heyecanlandırsa da, tam olarak bekleneni verdi mi? Gelin hem filme genel bir bakış atalım hem de bu sorunun cevabını arayalım.

Lewis Tan, Joe Taslim, Hiroyuki Sanada, Ludi Lin, Max Huang, Jessica McNamee ve Mehcad Brooks gibi oyuncuların yer aldığı Mortal Kombat, 1997 yılında yayınlanan Mortal Kombat: Annihilation’dan bu yana popüler video oyunu serisinin ilk sinema uyarlaması olma özelliğini taşıyor. Oyunlarda olduğu gibi yeni film de kazananı dünyanın kaderini belirleyen Earthrealm ile kötü Outworld arasındaki dövüş sanatları turnuvasının macerası konu ediniyor. Liu Kang, Sub-Zero, Sonya Blade, Scorpion, Kabal ve Jax dahil olmak üzere serinin klasik karakterlerinin çoğu yeniden başlatılan filmde yer alıyor. Ayrıca daha önce oyunlarda yer almamış bir karakteri de içeriyor.

Filmle ilgili olarak son iki yıldır çıkan haberler, ilk görseller, yapılan açıklamalar ve elbette fragmanlar ile hayranlar haklı bir heyecana kapıldılar. Belli başlı oyuncular hariç her şey güzel gözüküyordu. Renk paletinden tutun da paylaşılan savaş sahnelerine değin 1995 ve 1997’deki muadillerine göre daha iyi gözüküyordu. Ancak görünen o ki, güzel olan tek şey bu sunulan içeriklermiş gibi.

Buradan sonra yazacaklarımız filmi henüz izlememişler için SPOILER içerecektir. Şimdiden uyarmış olalım.

Yeni Mortal Kombat Giriş Filmi Olarak Tasarlanmış

Bildiğiniz üzere Warner Bros. ve New Line Cinema ortaklığında hazırlanan, sinemalara geldiği aynı gün HBO Max’te de yayınlanan Mortal Kombat, tamamen sıfırlanmış bir evreni hayranlara tanıttı. Yani 95 yılında vizyona giren yapımdan aldığı tek şey, o efsanevi tekno müziğin başarısız bir remiksiydi. Bu durum Hiroyuki Sanada gibi kendini kanıtlamış oyuncuların da filmin kadrosunda bulunması nedeniyle beklentileri belki de gereğinden fazla artırdı. Peki sonuç ne oldu? Sanıyorum çoğunluk için iyi bir potansiyele sahip olduğu kabul edilen ama hayal kırıklığı yaratan bir yapım haline geldi.

Mortal Kombat’ın yeni versiyonu Sub-Zero olmadan önce Bi-Han’ın, Scorpion olarak tanıdığımız Hanzo Hasashi’nin evini basması ve eşi ile çocuğu dahil kendisini öldürdüğü oldukça heyecanlı bir sahne ile başlıyor. Film yayınlanmadan önce paylaşılan ilk 7 dakika sayesinde de izleme fırsatı bulduğumuz bu sahneler beklentileri daha en başından oldukça yükseltiyor. Ancak ne yazık ki bu durum filmin geri kalanına sirayet etmiyor. Beklentiler yükseldiği için devamının da aynı tempoda gideceğini düşünüyoruz. Fakat daha Lord Raiden’ı gördüğümüz anda bu düşüncenin bir hata olduğunu anlıyoruz.

Bu tarz yapımlarda karakter seçimi gerçekten büyük önem teşkil ediyor. Christopher Lambert’ın o heybetli performansından sonra ne yazık ki yeni yapımda role hayat veren Tadanobu Asano pek de istenen sonucu veremiyor. Oyunculuk olarak iyi bir performans sergilemeye çalışsa da kendisini her gördüğümde Japonya’da tarlalarda çalışan sevimli bir amca imajı beliriyor gözlerimin önünde. Ardından gelen hikâye de ne yazık ki bu tarz seçimleri görmezden gelmemizi sağlayacak kadar iyi bir şekilde ilerlemiyor.

Hayran Odaklı Yarım Kalmış Bir Macera

Mortal Kombat’ın en büyük eksikliği, daha en başından devam filmi ihtimaline karşın bir şeyler bırakalım amaçlı hazırlanması gibi duruyor. Gerek ilk iki filmin gerek animasyon filmlerinin gerekse oyunların ana teması olan Ölümcül Dövüş turnuvası bu filmde hiçbir şekilde işlenmiyor. Shang Tsung’a biçtikleri rol ve turnuva olmadan kahramanların ayağını kaydırma güdüsünü aleni bir şekilde yapması, hiçbir zaman müdahalesi olmayan eski tanrıların aleni şekilde çiğnenen kuralları hiçe sayması ama buna rağmen yenilmeleri çok üstün körü şekilde anlatılıyor.

Ama bunlardan daha sinir bozucu olan şey ise, Hanzo Hasashi’nin soyundan geldiği söylenen ancak daha önce oyunlarda adı hiç geçmemiş ve filme özel tasarlanmış bir karakter olan Cole Young. Sinir bozucu kısmı, bu tarz şeylere tamamen yabancı olan ve bizim de kendisine yabancı olduğumuz bir karakterin başrol olarak yer alması. Yapımcılar ve senaristler muhtemelen yeniden yapım sırasında dünyayı daha iyi tanıtmalarının her şeyden habersiz bir karakter ile daha iyi olacağını düşünmüşler. Fakat derinlik katmadan yüzeysel bir şekilde sunmuşlar. Belli başlı süper kahraman yapımlarında artık bu gibi detayların önemsiz olduğunu, zaten oyunu seven ve konusuna aşina nesillerin her şekilde yapımı izleyeceğini hesaba katmamışlar. Yapılan iş hayran odaklı olsa da kendisiyle çelişen bu tarz detaylar sonrası “amaç neydi ki?” diye sormadan edemiyorsunuz.

Düşünsenize, daha filmin başında basit bir sporcuyu dahi yenemeyen başkarakterimiz, Goro klanından gelen bir yaratığı dakikalar içinde alt ediyor. Üstelik olaylardan tamamen bağımsız eşinin ve kızının yardımıyla… Bu arada birçok kişide kafa karışıklığı yaşandığı için belirtelim. Söz konusu öldürülen yaratık sadece Goro klanından bir askerdi, o filmlerde ve oyunlarda gördüğümüz asıl prens değildi. Muhtemelen onu da sonraki film için saklıyorlar.

Bu arada yine film için eklenen arkana içeriği de saçma ve basit şekilde işlenmiş. Fantastik deseniz değil, bilimkurgu deseniz değil. Zaten mantık hataları ile dolu olan filmi iyice gözden düşürmeye yaramış bir eklenti olarak kalmış sadece.

Aksiyonu Bol ama Eksik Bir Film

Oyuncular arasında performansını en beğendiklerim Scorpion, Sub-Zero, Kano ve Sonya Blade oldu. Kabal karakterinin kostümü harikaydı. İkili dövüşler sırasında oyunlara yapılan göndermeler yüz güldürdü. Son sahnede Sub-Zero’yu “Get over here,” diyerek zinciriyle kendine çeken Scorpion ve arkadan gelen o efsane müziğin melodisi heyecanlandırdı. Geniş bir açıyla bakıldığında baştan sona belli bir konuda ve kendi içinde mantıkla yürüyen bir yapım izliyorsunuz. Kağıtta eksik bir şey yok gibi görünüyor. Ama bitiş jeneriği akmaya başladıktan sonra sanki yapmayı unuttukları eksik bir şey varmış hissi peşinizi bırakmıyor.

Kanlı ölümler Ölümcül Dövüş adına önemli bir yer tutsa da ne yazık ki seriyi seri yapan unsular adına yeterli değil. Özellikle karakterler arası güç dengesi ve diyalog oldukça yetersiz. Video oyun serisine aşina olmayanlar adına bu yapım basit bir dövüş filminden öteye gidemeyecek düzeyde kalmış. Filmi izledikten sonra keşke bu tarz atraksiyonlara hiç girmeyip Mortal Kombat Legends: Scorpion’s Revenge animasyon uyarlamasını doğrudan canlı aksiyona çekselermiş diye düşündüm. Her anlamda daha iyi bir yapım olduğu kuşkusuz.

Özetle, hayranların izlerken keyif alacakları bazı sahneler içeren ama genele bakıldığında yetersiz kalan bir film izledik. Daha şimdiden film ekibi “Devam filminde şunu bunu yapacağız, o yüzden bazı karakterleri eklemedik, o yüzden turnuvayı sonraki filme sakladık,” gibisinden savunmalara geçmiş durumdalar. Ancak eğer ortada gerçekten tamamlanmış bir yapım olsaydı, bu tür açıklamaların çok sonra geleceği bilinen bir şeydi. Üzücü (ya da belki de bazı kişiler için sevindirici) olan kısmı ise bu kadar eleştiriden sonra devam yapımının gelmeme ihtimali.

Peki ya sizler yeni Mortal Kombat’ı nasıl buldunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizlerle paylaşabilirsiniz.