Konumuz bir kez daha ülkemizde kitaplara bakış üzerine. Malum, Türkiye’de ve genel olarak Ortadoğu’da kitap basılma ve okunma oranları bir hayli düşük. Bu durumu en iyi özetleyense Ali Barış Bingüler’in Medium’daki yazısı.
Yazıda verilen bilgiler şöyle: Bin yıl önce Ortadoğu, kişi başına basılan kitap sayısında tüm dünyada başı çekiyordu, şimdi tüm dünyada en geride. O çok geri kalmış dediğimiz Afrika ülkeleri bile aslında bu konuda Ortadoğu’dan ileride. Haritadaki bir başka çarpıcı ayrıntı da Türkiye üzerine: Tüm Ortadoğu ülkelerinde en modern, en gelişmiş denilen Türkiye’deki kitap basım oranı, Ortadoğu genelinden ileride değil. Batı ülkelerinde kişi başına 7-8 kitap basılırken Türkiye’de 12.089 kişi başına bir kitap basılıyor. Bir başka kıyas daha: Bizim bir yılda bastığımız miktarda kitabı, Japonya bir günde basıyor. Bunlar korkunç büyüklükte farklar!
Kitap Hediye Etmek Neden Önemli?
Size bir anımı anlatayım: İlkokul dördüncü sınıftayken saçma sapan bir hediyeleşme etkinliği vardı. Hani şu, insanların içlerinden gelerek birbirlerine hediye vermek yerine, kurayla herkesin bir kişiye hediye vermeye zorlandığı etkinlikler. Bu etkinliğe ne vesile olmuştu, o günün anlam ve önem neydi hatırlamıyorum. Sadece şunu hatırlıyorum: Ne hediye vereceğimi anneme danıştığımda kitap hediye etmemi önermişti ve ben de çok sevdiğim bir kitabı kurada bana çıkan arkadaşıma vermiştim.
Kitap hediye etmemle birlikte sınıftaki bütün öğrencilerin küçümseyen bakışlarına ve hatta bazılarının alaylarına hedef olmuştum. Herkes değersiz bir hediye verdiğimi düşünmüştü. Hediyeyi alan arkadaşım bile zoraki teşekkür etmişti. Şimdi düşünüyorum da elbette o yaştaki çocukları böyle düşündükleri için yargılayamayız. Onlar sadece çocuktu, onlara kitapların önemi anlatılmamıştı ama sınıf öğretmenim de onlar gibi düşünmüş ve hatta açıkça bunu ifade etmişti. Evet, yetişkin bir insan (üstelik kendisi bir öğretmendi), bir çocuğu arkadaşına kitap hediye ettiği için küçümsemişti.
Bu sadece o yıllarda yaşadığım bir durum değil ve sadece benim başıma gelmiş de değil. Kitap hediye eden kişi hakkında, ne seçeceğine karar verememiş bir kişi yorumu yapılıyor. Nezaketen teşekkür ediliyor. Büyük olasılıkla o kitabın kapağı hiç açılmayacak.
Ben yine de bir kişiye hediye almam gereken bir durum olduğunda tercihimi kitaplardan yana kullanırım. Kişi bir kitap kurduysa zaten sevinçten havalara uçar, değilse de belki bu hediyeyle o kişiye kitap sevgisi aşılarım diye düşünürüm. Burada kitap okumanın faydalarını ve cehaletin zararlarını uzun uzadıya açıklamaya gerek yok, eğer bu siteyi takip ediyor ve bu yazıyı okuyorsanız bunlar sizin zaten bildiğiniz şeyler.
İnsanlara vereceğiniz hediyeler değeri sadece parayla ölçülen şeyler olmamalı. Birine bir hediye vereceğiniz zaman bu hediye mutlaka bir kitap olsun. Çünkü bir hediye vermekten fazlasını yapmış olacaksınız.
Ben o hediyeleşme olayını çok severdim, hep de kitap hediye ederdim, neyse ki arkadaşlarım da okumayı seven tiplerdi 😀 kesinlikle birine kitap hediye etmek, ona evreni armağan etmek gibi bir şey.
Hediyelerin degeriyle pek ilgilenmem ama bana kitap hediye edildiği zaman hele de o hediye kendi kitaplığından verilmişse benim için o hediyeyi veren kişinin hayatımda hep özel bir yeri oluyor.
veriler ne zamana ait? kişi başı kitap basımının çok olması artık iyi bir veri değil. ekitap, epub okumaya teşvik var. Kaynaklar tükenirken kağıt harcamaktan bahsetmiş yazi. dar ve tekdüze bir bakış açısı olmuş. yorumum da yayınlamaz kesin. önce eleştiri kabul etmeyi ögrensek sonra kendimizi yenileyip geliscez. ama yok elestiriye tahammul yok. okusan n’olur?