Büyülü gerçekçilik akımının en önemli isimlerinden olan Gabriel García Márquez’in kimi zaman tüyler ürperten, kimi zaman ise okuru sonu gelmeyen düşüncelere ve sorgulamalara iten Aşk ve Öbür Cinler romanından unutulmaz alıntılar!
1928 Kolombiya doğumlu Márquez, içlerinde bin yılın en önemli kitaplarından biri sayılan “Yüzyıllık Yalnızlık“ın da bulunduğu eserleriyle, dünya edebiyatına etkisi hâlâ sürdüren bir isim. 1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen yazarın imzası unutulmaz eserlerin altında bulunmaya devam ediyor.
Çocukluk döneminde büyükannesinin anlattığı masalların, efsanelerin ve hikâyelerin yazarın ilerleyen yıllarda kendi dilini oluşturmasına katkısı olduğunu biliyoruz. Yüzyıllık Yalnızlık’ı büyükannesinin anlatımındaki zenginlikten beslenerek yazdığını söyleyen Márquez, aynı şekilde Aşk ve Öbür Cinler’i de gazetecilik yıllarında büyükannesinin anlattığı bir efsanenin izlerine rastlamış olmanın heyecanıyla kaleme almış.
Yazar, kendi hayal gücü ve etkili anlatımıyla harmanladığı bu efsaneyi, sıra dışı bir aşk öyküsü olarak bizlere sunuyor. Aidiyet ve özgürlük, inanç ve sapkınlık, aşk ve nefret gibi zıt uçlar arasında ustalıkla gezinen Márquez, merkezde konumlandırdığı aşk öyküsünün etrafında gerek karakterler gerekse yaptığı betimlemelerle dönemin siyasi ve sosyal yapısının da geniş bir resmini çizerek bazı noktalarda üstü kapalı olarak eleştirilerini okurla paylaşıyor.
Bambaşka bir okuma deneyimi sunan bu romandan akıllarda kalan alıntıları sizlerle buluşturuyoruz.
İşte Gabriel García Márquez’in Aşk ve Öbür Cinler Romanından Akıllara Kazınan Alıntılar
“‘Kaygılanmayın saygıdeğer hanımefendi,’ dedi köle. ‘Bana istediğinizi yasaklayabilirsiniz, ben de yerine getiririm.’ Sonra da ekledi: ‘Ama düşünmemi yasaklayamazsınız.'” (Sayfa 35)
“Mutluluğun iyi edemediğini iyileştirecek ilaç yoktur.” (Sayfa 45)
“Düşüncelerini kabul edecek olursanız, hiçbir deli, deli değildir.” (Sayfa 47)
“Sierva María, şarkılarda dedikleri gibi, aşkın her şeyin üstesinden gelebileceğinin doğru olup olmadığını sordu. ‘Doğrudur,’ diye yanıt verdi babası, ‘ama sen yine de inanmasan iyi olur.'” (Sayfa 63)
“‘Düşünceler kimsenin değildir,’ dedi. İşaret parmağıyla havada birbiri ardına bir sürü halka çizdi, sonra da sözünü tamamladı: ‘Tıpkı melekler gibi, oralarda uçuşur dururlar.'” (Sayfa 68)
“İnsan hiçbir zaman inancını tam olarak yitirmez. İçinde hep bir kuşku kalır.” (Sayfa 88)
“Dikkat edin, bazen anlamadığımız bazı şeyleri, Tanrı’nın anlamadığımız şeyleri olabileceğini düşünmeden, şeytana yorarız. (Sayfa 98)
“Dikkat et! Düşman, bizim yanılgılarımızdan çok, zekamızdan yararlanır.” (Sayfa 111)
“‘Ne kadar uzaklardayız!’ diye içini çekti.
‘Neden?’
‘Kendimizden.'” (Sayfa 114)
“Seni unutmama fırsat verme.” (Sayfa 124)
“O zamana kadar her ikisi de, mutlu olmak için aşkın yeterli olduğu düşüncesindeydiler.” (Sayfa 162)
“Ben seni, hepsinin genç ve güzel olduğu ve en iyisini ayırt etmenin kolay olmadığı bir kalabalığın içinden seçtim.” (Sayfa 164)
Aşk ve Öbür Cinler kitabından yapılan alıntılarda Can Yayınları, 2019 baskısı, İnce Kut çevirisi esas alınmıştır.
Peki siz Márquez’in bu kitabı ile daha önce tanışmış mıydınız? Esere ve yazara dair düşüncelerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşmayı unutmayın.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!