Türk demonolojisi denince aklınıza neler geliyor? Yerli mitolojinin derinliklerine dair bilginize güveniyor musunuz? Demonlar nedir, genel özellikleri hakkında neler biliniyor, mitolojimizdeki yeri ne, onlardan nasıl korunabiliriz? İşte tüm bu sorulara cevap bulabileceğiniz ve daha detaylı okumalar için kaynaklar edinebileceğiniz bir anlatı ile karşınızdayız!
Demonoloji, Yunanca kökenli iki kelimenin birleşiminden oluşur; demon (belirsiz ilahi güç) ve logos (bilgi, kavrama). Mitolojinin önemli bir çalışma alanını teşkil eden demonoloji; kötücül ruhlara dair mitlerin toplamını ifade eder; yer altı, kaos, karanlık, korku, acı ve sair kavramlarla doğrudan ilişkili figürleri inceler. Demonik motiflerde mitolojilerin en eski izleri görülmektedir. Her halkın demonları ifade etmek için farklı isimlendirmeleri vardır ve kültürel farklılıklardan dolayı oldukça çeşitlidir.
Demonlar, başlarda insanlar ve tanrılar arasında tarafsız bir sınıf olarak var olurken, sonralarında kötücül ve korkutucu kabul edilmişlerdir. Hastalık, ölüm ve doğal afetler demonlarla ilişkilendirilir, demonların varlığı iyiye alamet değildir. İsim ve varlık arasında çok eskilere dayanan ilişkiden dolayı, çoğunlukla demonların isimleri tabu olmuş; isimlerinin bilinmesi yahut zikredilmesi, onların üzerinde kontrol sahibi olunmasına veya çağırılmasına sebep sayılmıştır. (İyi saatte olsunlar, üç harfliler, bizden yeyler vs.) Demonik varlıklar genellikle soyut olan korkuların somutlaştırılmasıdır, bu yüzden belli başlı eylemler ve düşünceler doğrudan demonlarla etkileşime geçilmesine sebep olabilir.
Demonoloji, mitolojinin en az değişkenlik gösteren ve olduğu hali en çok muhafaza eden bölümüdür. Nitekim bu durum Türk mitolojisi için de böyledir. Türk mitolojisinde iyi ve kötü ruhların sayısı oldukça fazladır. Türk mitolojisindeki demonların iye kültüyle alakalı olduğu, zamanla iyi özelliklerini kaybedip salt kötülüğe büründükleri ifade edilir. (Bütün iyeler, saygısızlığa uğradıklarında veya hafife alındıklarında, sinirlenip demonik varlıklara dönüşebilir.) Kötücül ruhlar insanlara sürekli düşmanlık ederler, başlıca amaçları insanlara zarar vermektir ve şamanlarla mücadele ederler; fakat şamana yardımcı olan yeraltı ruhlarına –demonik yapıda olsalar da- demon demek uygun olmaz.
Demonların Genel Özellikleri
Öbür dünyanın güçlerinin etkinliği gece vaktinde artar. Gece, bilinebilirliğin ve kontrol edilebilirliğin eksikliğine rağmen insanın dünyasına dâhildir. Bu yüzdendir ki her şeyin ortada olduğu gün vaktine kıyasla demonik olaylar geceleyin gerçekleşir. Demonlar, bu dünyadakilerin gözlerine görünmezdir ve lisanları anlaşılmazdır. Uzuvları eksik veya fazla, farklı canlıların melezi, çirkin ve ürpertici görüntülere sahiptirler çünkü deformik görüntü insanda korku yaratır.
Demonlar dünyası ve insanlar dünyası farklıdır, hatta zıttır. İnsanların dünyasında gece uyunurken, diğer tarafta tam tersidir. Keza bu dünyada gece görmek ve uyanık kalmak zorken, demonlar için tam tersi gece uyanık kalmak ve görmek olağandır. (Ölülerin ve dirilerin yaşantıları aynı değildir.) Dünyaların ters konumda olmasından dolayı, bazı demonlar tasvir edilirken; ayaklarının ters olduğu, gündüz mezarlarında istirahat edip gece hortladıkları söylenir.
Demonlar; evde, bahçede, hamamda, değirmende, köprü altında, yolda, kırda, su başında, mağarada, tuvalette, mezarlıkta, ağaç altında, türlü pis yahut ıssız yerde bulunabilirler. Kimisi mekândan bağımsız olabileceği gibi kimisi ise yalnızca bulundukları yerde etkindir. Gece vakti bu yerlere gitmek, su dökmek, yemek dökmek, yalnız yıkanmak, destursuz girmek gibi eylemler demonları sinirlendirir.
Demonlara kurban verildiği de görülmektedir. Misal olarak iyilik yapan Körmöslere kanlı veya kansız kurbanlar verilir. Kansız kurbanlar; hayvanların ilk sütleri, arpadan yapılan içki, kavrulmuş arpa unu ve sairdir. Kanlı kurbanlar ise kısrak keçi ve koyundur fakat bunlar kesilmez, boğulmak suretiyle kurban edilir.
Türk mitolojisinde demonlar genel olarak üç grupta toplanacak olursa; yer altı varlıklarının sureti olanlar (Körmesler, doğrudan kötücül yer altı ruhlarıdır.), koruyucu iyelerin demonikleşmesiyle olanlar (Kara Kırnak, başlarda su iyesi iken sonraları suya girenlere zarar vermeye başlamıştır.), farklı din ve kültürlerin etkisi ile oluşanlar. (Zamanında her biri ayrı isim ve özellikte olan çoğu demon, İslam diniyle beraber tek bir cin kavramı altında toplanmıştır.)
Türk Demonolojisi Kapsamında Demon Türleri
Türklerin zengin kültürleri ve hayal güçlerinden dolayı mitolojisinde çok sayıda demon mevcuttur. Demonik varlıklar pek çok kişi tarafından pek çok açıdan değerlendirilmiş ve farklı şekillerde tasnif edilmiştir. Ana hatları itibariyle bakıldığında demonların belli başlı özelliklere göre sıralanması mümkündür ve bunun için farklı sınıflandırmalar mevcuttur. (Fuzuli Bayat demonları sınıflandırmak için oldukça iyi bir deneme yapmıştır.)
Ağaç yasakları ile ilgili demonlar, eskinin avcı-toplayıcı topluluklarının ağaç kültüyle doğrudan ilişkilidir. Ağaç altlarında, etraflarında bulunurlar. Gece vakti ağacın etrafında gezinmek, su dökmek, zarar vermek gibi eylemler bu demonların gazabını üstüne çeker.
Ölü ruhları ile ilgili olan demonlar, insanın ölüm korkusu, ruhun sonsuzluğu ve ölümden sonraki yaşam üzerine sahip olduğu inançlar ile ilişkilidir. Genelde delilerin, zalimlerin, intihar edenlerin toprak tarafından kabul edilmediği, mezarlarından hortladıkları anlatılır. Don değiştirebilmek, canlıları diri diri yemek, kanlarını içmek ve sair adetleri vardır; mezara çivilenmek, yüreklerinden kazıklanmak, ateşe verilmek şeklinde yok edilebilirler.
Bas kelime kökü ile ilişkili olan demonlar, (karabasan türünden); uykuda insanlara zarar veren, ıstırap verici rüyalar yollayan, nefeslerini kesen türlü demonik varlıklar mevcuttur. Bastıkları kişilere ağırlık çöker, hareket edemezler, konuşamazlar ve nefes darlığı çekerler. Uyku ve rüya olguları ile doğrudan ilişkilidirler.
Türklerin konar-göçer bir kavim olması nedeniyle yol ile ilişli demonlar, kişilere tanıdıklarının sesleri ve kendi isimleri ile seslenir; onları yoldan çıkarmaya, şaşırtmaya, saptırmaya, uçurumdan atmaya, suda boğmaya meyillidir. Seslenmeleri duymazdan gelerek, yalnız yolculuk yapmayarak bu demonlardan sakınılır.
Dönüşüm kavramı ile özdeşleşmiş demonlar; hayvan, bitki, nesne gibi şeylere dönüşüm hali söz konusudur. Buradaki felsefe kimliğin sahteliğidir, gerçek kimliğe karşı demonlar sahte bir algı oluşturur. (Kara kedinin uğursuzluk getirme inancı buraya dayanır.) Ayrıca kurt-adam (Adamcıl Kurt, Barak vs.) gibi figürler yine dönüşüm ile ilişkilidir.
Çocukları korkutan tip demonlar, çocukları korumak için onlara yasaklanılan şeyin kötücül bir mitle beslenmesinden ibarettir. Ayrıca ebeveynlerin mızmız, haylaz, laf anlamaz çocukları eğitebilmesi için bir araç olarak da kullanılır.
Mitolojik Ana kompleksine giren demonlar, işlevleri tersine dönmüş ve fiziksel tasvirlerinde iri göğüslülüğün baskın olduğu tiptir. Bu türde Al Karısı dâhil pek çok figür varsa da genel bağlamda kadın ile ilişkilidirler. Kadın başlangıçlı mitolojik inancın zamanla erkek dominasyonu ile dışlanan ve işlevleri kötücül olarak nitelenen demonlardır. (Demirciliğin ataerkilliğin baskınlığında önemli etkisi vardır.) Kutsal dişi zamanla konumunu kaybetmiş; buna paralel olarak al inancı, doğum, bebek, loğusalık, hastalık gibi kavramlarla ilişkili bir yapı oluşmuştur. Bunların haricinde de herhangi bir sınıflandırmaya tabi olmayan demon türleri de vardır.
Demonların Etkileri
Demonların en belirgin etkileri; korku, panik, dehşet, acı gibi duygu ve hallere yol açmalarıdır. Karşılaşıldıkları zaman bir tehlike hissi oluştururlar, ellerin titremesi, avuçların terlemesi, kalp atışlarının hızlanması gibi etkileri olur ve sonuç olarak kişi kaçma, saklanma gibi dürtülerle hareket eder. Korku halinin başlamasından önce ise, belirsizliğin ve merakın oluşturduğu kaygı, gerilim hali; çoğu zaman korkunun kendisinden daha yorucu ve tüketicidir.
Demonla karşılaşan kişiler çoğunlukla kontrollerini kaybeder; hiçbir şey yapamayıp donuk kalınabileceği gibi, tam aksine çılgınca hareketlerle kaçma, saldırma gibi hareketler yapılabilir. Karşılaşılma hallerinde fiziksel ve zihinsel pek çok etkileri olur. Bir demonla karşılaşmak; ağzın eğilmesi, gözlerin şaşılaşması, felç geçirilmesi, dil tutulması, delilik ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Kişiler, uğradıkları zaman çoğunlukla; hareket edemez, bağıramaz, konuşamaz ve dahi nefes alamazlar.
Demonlardan Korunma
Tuz, demir, ateş demonik varlıklardan korunmak için en temel yoldur. Yastığın altına makas, bıçak, tuz koyma; ışıkta, aydınlıkta bulunma, ateş yakınlarında olma; gelecek demonu beslemek için yastık altına ekmek koyma; kutsiyet atfedilen duaları okuma (İslam ile gelen Kur’an okuma, Nas, Felak ve sair ayetleri okuma vs.) demonlardan korunmak için kullanılan en yaygın ve temel yollardır.
Ayrıca en bariz korunma yollarının başında temkinli olmak gelir. Belli başlı bölgelere gitmemek ve yasaklı olan eylemleri yapmamak, demonların gazabından korunmayı sağlar.
Türk Demonolojisi Kaynakçası
– Celal Beydili, Türk Mitoloji Sözlüğü, Ankara: Yurt Kitap-Yayın, 2004.
– Fuzuli Bayat, Türk Mitolojik Sistemi 2, İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2018.
– Jean-Paul Roux, “Demonlar. Türkler ve Moğollarda.”, Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve Mitolojiler Sözlüğü I. Cilt, ed. Yves Bonnefoy, Ankara: Dost Kitabevi Yayınları, 2000.
– Murat Uraz, Türk Mitolojisi, İstanbul: Düşünen Adam Yayınları, 1994.
– Seçkin Sarpkaya, Türklerin Şeytani Masalları, Ankara: Karakum Yayınevi, 2018.
* 12 Hayvanlı Türk Takvimi Nedir? Nasıl Hesaplanır?
Türk Demonolojisi hakkında sizin fikirleriniz neler? Türk Demonolojisi hakkındaki yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşabilirsiniz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!