in ,

Güneş Sistemi’nin Kayıp Halkası: Gezegen 9’un Gizemi Çözülüyor mu?

Gezegen 9, Güneş Sistemi’nin kayıp dokuzuncu halkası olabilir. Bilim dünyası, gezegenin varlığını kanıtlamak için sıradışı bir yolculuğa çıkıyor.

Gezegen 9: Güneş Sistemi'nin Kayıp Dokuzuncu Halkası
- Reklam -
- Reklam -

Eskiden Güneş Sistemi’nde dokuz gezegen olduğunu düşünürdük. Ancak 2006’da Plüton’un gezegen sınıflandırmasından çıkarılmasıyla sadece sekiz gezegen kalmıştı. Peki Neptün’ün ötesinde, muhtemelen çok daha uzağında başka bir gezegen olması mümkün mü? İşte, uzun süredir varlığı kanıtlanmaya çalışan Gezegen 9’un (Planet 9) hikâyesi.

Son 20 yılda, Güneş Sistemi’nin dış kısmını keşfetme konusunda önemli bir ilerleme kaydedildi. Bu tanımlama ile Trans Neptunian (Neptün Ötesi) Objeler olarak adlandırılan, dev gezegenlerin ötesinde sonsuz bir geceyi ifade ediliyor. Bu keşifte, bilim camiasında yoğun tartışmalara yol açan ve Aşırı Trans-Neptün Nesneleri olarak adlandırılan ilginç bir nesne popülasyonuyla karşılaşıldı.

Bazı araştırmacılar bu popülasyonda görünmez bir varlığın, Güneş Sistemi’nin karanlık ve soğuk sınırlarında henüz keşfedilmemiş yeni bir gezegenin tezahürünü görüyor. Diğerleri ise böyle bir gezegenin olmadığını ve bu aşırı Neptün ötesi özelliklerin “gözlemsel önyargılar” olarak adlandırılan sınırlı gözlemlerimizin eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyor.

- Reklam -

Gezegen 9, Güneş Sistemi’nin Kayıp Halkası mı?

Bu varsayımsal gezegen, geçici olarak Gezegen 9 (Planet 9) olarak adlandırılıyor. Gezegen 9’un Plüton veya diğer yeni keşfedilen Neptün Ötesi Objeler gibi küçük bir cisim olmadığına inanılıyor. Bu gezegenin gözlemlenen etkileri oluşturabilmesi için belirli özelliklere sahip olması gerektiği teorize edilmiş ve ayrıntılı simülasyonlar yapılarak, Dünya’nın 4 ila 8 katı kütleye sahip büyük bir gezegen olması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Ayrıca, bu varsayımsal gezegenin Güneş’e oldukça uzak olması gerekiyor, tahminen Plüton’a olan uzaklığın on katı kadar veya daha da fazla.

Güneş ve Gezegen 9 mesafe
Gezegen 9’un Güneş Sistemi ve diğer Neptün Ötesi Objelere göre varsayımsal yörüngesi. nagualdesign / Wikipedia

Eğer Gezegen 9 varsa, Güneş Sistemi’nin bilinen diğer gezegenlerden farklı, yeni bir gezegen türü olacaktır. Gezegenler genellikle iki ana kategoriye ayrılır: katı yüzeyli küçük, kayalık dünyalar (Merkür, Venüs, Dünya ve Mars) veya gaz devleri (Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün).

Gezegen 9, bu kategoriler arasında bir yerde olabilir. Örneğin, bizimkinden daha büyük bir kayalık gezegen olan Süper-Dünya veya Neptün’den daha küçük ve biraz daha hafif gazlı bir gezegen olan Alt-Neptün olabilir.

Bu tür gezegenleri diğer yıldızların etrafında keşfettik, ancak onlar çok uzakta olduklarından dolayı haklarında çok az şey biliyoruz. Kendi sistemimizde bir tane keşfetmek, bugüne kadar neredeyse hiç bilinmeyen bir gezegen kategorisini ayrıntılı bir şekilde inceleme fırsatı sunacaktır.

Asteroit CNEOS14’ün Uzun Yolculuğu

Gezegen 9: Güneş Sistemi'nin Kayıp Dokuzuncu Halkası

Peki Gezegen 9’u nasıl tespit edebiliriz? Bu hiç kolay değil. Çünkü gezegen çok uzakta olduğu için parlaklığı çok sönük ve bu nedenle güçlü teleskoplar gerekli. Ancak bu teleskoplar genellikle sınırlı bir görüş alanına sahiptir. Bu durum, küçük bir nesneyi bulmak için geniş bir alanda tarama yapmanın zorluğuna benzer. Son yıllarda bu zorlu gezegeni keşfetmek için önemli gözlemsel çalışmalar yapıldı ancak henüz başarılı olunamadı.

Birkaç ay önce, iki Harvard araştırmacısı tarafından 2014 yılında Pasifik’e düşen bir göktaşının (CNEOS14) Güneş Sistemi’nden gelen bir nesne olmadığını belirten bilimsel bir makale yayımlandı. Bu, tespit ettiğimiz ilk yıldızlararası cisim olacaktı; yaklaşık bir metre çapında küçük bir asteroit, güneş sisteminde saniyede 60 kilometre hızla ilerlerken gezegenimize çarpmıştı.

Bu yüksek hız, araştırmacıların onun diğer yıldızlardan gelen bir ziyaretçi olduğunu belirlemelerine yol açan şey. Bunu yapmak için öncelikle cismin Güneş Sistemi’ndeki bir gezegenin yerçekimi tarafından hızlandırılmış ya da saptırılmış olma ihtimalini ortadan kaldırmaları gerekiyordu ki bu da yörüngesini yeniden oluşturarak ve bilinen gezegenlerden herhangi birinin yakınından geçip geçmediğine bakarak kolayca doğrulanabilir. Bu durumda asteroit bilinen hiçbir gezegenin yakınından geçmemişti.

Peki ya CNEOS14 adlı bu asteroit Güneş Sistemi’ndeki yolculuğu sırasında henüz bilinmeyen bir gezegenle etkileşime girmiş olsaydı? Kendimize sorduğumuz ve yeni bir çalışma alanı açan soru buydu.

İnanılmaz Bir Tesadüf

CNEOS14 meteoru ile Gezegen 9 arasında bir bağlantı olabileceğine dair ilk ipucu, en detaylı simülasyonlara göre gezegenin sahip olması gereken yörüngeyi bir gökyüzü haritasında çizip CNEOS14’ün kökenini üst üste bindirildiğinde ortaya çıktı. Göktaşının kökeni ile simülasyonların Gezegen 9’un bulunma olasılığının en yüksek olduğunu öngördüğü bölge arasında çarpıcı bir çakışma bulundu. Böyle bir tesadüfün şans eseri olma olasılığı %1 mertebesindeydi.

- Reklam -

Gezegen 9'un uzaydaki olası yörüngesi

Gezegen 9’un olası yörüngesi. Renkli bant, simülasyonlara göre Gezegen 9’un muhtemelen hareket edeceği bölgeyi göstermektedir (Brown ve Batygin, 2021). Kırmızı renkte olanlar gezegenin bulunma olasılığının daha yüksek olduğu bölgeler, mavi renkte olanlar ise daha düşük olduğu bölgelerdir. Elipsler, farklı yazarlar tarafından hesaplanan CNEOS14’ün farklı zamanlardaki orijin yönünü işaret etmektedir. Mavi elips, göktaşının Gezegen 9’un varsayılan yörüngesini geçtiği anda bu yazarlar tarafından hesaplanan yöndür.
Şekil Astrophysical Journal’dan alınmıştır (Socas-Navarro, 2023).

Bu düşünce çizgisini izleyerek, CNEOS14’ün yörüngesini yeniden yapılandıran simülasyonlar yapıldı ve doğrudan yıldızlararası ortamdan gelen bir nesnede son derece olası olmayan üç istatistiksel anormallik daha keşfedildi.

Bu düzensizliklerin olasılıklarını birleştirildiğinde, ya yıldızlararası ortamdaki nesneler hakkında anlamadığımız bir şeyler olduğunu ya da CNEOS14’ün dış güneş sisteminde bilinmeyen bir gezegene rastlama olasılığının %99,9 olduğunu ve bu yeni dünyanın tam da simülasyonların öngördüğü bölgede yer aldığı görüldü.

Bu tesadüfler ve istatistiksel anomali, astrofizikte gökcisimlerinden bize bilgi getiren parçacıkları ifade etmek için kullanılan “haberci” terimine atıfta bulunarak “haberci hipotezi”nin formüle edilmesine yol açtı. Bu hipoteze göre, CNEOS14, belki de 30 ila 60 yıl önce dış güneş sistemindeki bilinmeyen büyük bir cisim, muhtemelen Gezegen 9 tarafından bize doğru saptırılmış olabilir.

Eğer bu varsayım doğruysa, CNEOS14’ün yörüngesini zamanda geriye doğru izleyerek Gezegen 9’un konumu belirlenebilir ve hesaplamalara göre Koç, Boğa ve Cetus takımyıldızlarının kesiştiği noktaya yakın olacaktır.

Güneş Sistemi’ndeki Bilinmeyen Gezegenin İzini Sürmek

Gezegen 9: Güneş Sistemi'nin Kayıp Dokuzuncu Halkası

Bu araştırmayı gerçekleştirmek için Javalambre Gözlemevi’nde (Teruel) devam eden bir gözlem çalışması var. Görev hâlâ zor ve tamamlanması için zaman ve çokça çalışma gerekiyor. Çünkü taranacak alan hâlâ geniş ve aranan nesne çok sönük, yine de şimdi yapılabilir görünüyor.

Tabii ki, bu hâlen bir hipotez ve Gezegen 9’un varlığı spekülasyonlardan öteye geçmemektedir. Ancak fiziksel olarak makul, iyi motive edilmiş ve deneysel olarak doğrulanabilir olma şartlarını karşılayan, ciddiye alınması gereken sağlam bir temele dayalı bir spekülasyondur.

CNEOS14, Gezegen 9’un konumunu bize gösterebilir ya da sadece büyük bir kozmik tesadüf olabilir. Her iki durumda da, “se non è vero è ben trovato” (doğru olmasa da iyi uydurulmuş) şeklindeki eski bir İtalyan deyişiyle ifade edilebilecek güzel bir hikâyedir. Bu ifade, bir astronom olan Rönesans Rahibi Giordano Bruno’ya atfedilir.

Sizler de Dokuzuncu Gezegen olarak nitelenen varsayımsal gezegenle ilgili yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilirsiniz.


The Conversation’daki orijinal makaleye buradan göz atabilirsiniz. (Türkçeleştiren: Ethem Yekta Ulaş)

Uzay dünyasından yeni içerikler için bizi Google News’ten takip edebilirsiniz.

Ethem Yekta Ulaş

21 yaşındayım ve Güzel Sanatlar Fakültesi'nde okuyorum. Çocukluğumdan beri bir şeyler üretmeyi seviyorum ve farklı alanlarda deneyim kazanmak istiyorum. Tutkum, öğrenme isteğim ve bu alanlarda kendi tarzımı oluşturma çabamla ilerlemeye devam ediyorum.

3 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Blackheart Blackheart dedi ki:

    Anlatım bozukluklarıyla dolu olsa da ilgi çekici bir yazı. Çünkü konu ilginç.

    “görünmez bir varlığın, Güneş Sistemi’nin karanlık ve soğuk sınırlarında henüz keşfedilmemiş yeni bir gezegenin tezahürünü görüyor.” Bu ve diğer birçok ifade, aslında vakti zamanında Planet X veya Nibiru ya da Marduk olarak adlandırılmış meşhur gezegeni işaret ediyor. 2000’li yılların başlarında, konuya olan merakım nedeniyle başta Zecharia Sitchin’in kitapları olmak üzere pek çok yazı okuduğumu hatırlıyorum. Tabii o zaman Pluton henüz gezegen olmaktan çıkarılmamıştı. Bu yüzden Planet X olarak anılıyordu Marduk. Şimdi bu yazıyı okuyunca, Planet X ile ilgili pek çok benzerlik olduğunu görüyorum.

  2. Avatar for Epichan Epichan dedi ki:

    Marduk diye bir gezegen hikayesi vardı. Bunun kitabı da vardı ama okumadım. Bu makaleyi okuyunca o aklıma geldi. Hatta mısır ve sümer uygarlıklarını Marduk’dan gelen atalar yaptığı ile ilgili bir hipotezde vardı. Tabi bu kanıtlanan bir şey değil. Ama göksel tanrılar, anunakinler vs gibi şeyler ile de insanlar bu hipotezleri birleştiriyorlar.

  3. Avatar for Matelot Matelot dedi ki:

    Konuya uzaksanız video yarar sağlayacaktır.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

TerraScape, Road 96: Mile 0 ve Dredge İnceleme

Bağımsız Oyun İncelemeleri: “TerraScape”, “Road 96: Mile 0” ve “Dredge”

Chris Hemsworth Extraction 3 ile Geri Dönüyor

Kesinleşti: Chris Hemsworth “Extraction 3” ile Aksiyon Serisinin Başrolüne Geri Dönüyor