Yıllar önce Pan Yayıncılık’ın çatısı altında yayın hayatına başlayan Avusturya Kitaplığı, Dünyadan Çıkış Yayınları‘yla yolculuğuna devam ediyor. Serinin editörü ise, uzun yıllardan beri yaşamını ağırlıkla Viyana’da sürdüren eleştirmen ve şiir tarihçisi Erhan Altan.
Seriye Peter Waterhouse‘dan Başka İnsanlar ve Heimrad Bäcker’dan Tutanak adlı iki yeni kitap daha eklendi.
İlk kitap, Başka İnsanlar, bir galerinin Peter Waterhouse’tan Slovak sanatçı Julius Koller’in fotoğrafları üzerine bir yazı yazmasını istemesiyle başlayan bir yolculuğun hikâyesi.
Yazarın, komşu ülke Slovakya’dan olan Sanatçı Julius Koller ile buluşup görüşme imkânı varken, aniden gelen ölüm haberiyle birlikte Koller’i fiziksel olarak tanıma olanağı ortadan kalkar ve tam da bu yüzden sanatçıya ulaşmak bambaşka bir önem ve anlam kazanır.
Başlangıçta Koller’in yapıtlarına tepki vermek düşüncesi, gelen ölüm haberiyle birlikte ister istemez Koller’in sanatçı kişiliğine, varlığına ulaşma çabası halini alır; ardından bu çaba sanatçıyı da aşarak başka insanlara ulaşma girişimine, arayışına, meselesine yönelir.
İkinci kitap olan Tutanak seriye 2. Baskısıyla birlikte katılıyor. Tutanak İkinci Dünya Savaşı sırasında birçok Yahudi’nin öldürüldüğü Holokost’un düşünceyi aşan gerçekliğini ele alan belgesel-yazın türünde bir eser. Yazar Heimrad Bäcke sadece Holokost üzerine yazmakla kalmayıp, okura kullandığı teknikler ve belgeler aracılığıyla rehberlik ediyor. Kitap toplumsal gerçekçiliğe klişe ve kalıplardan öte yaklaşmak isteyen, ne olduğunu ve olabileceğini merak edip daha önceki birçok örneğin nasıl da olamadığını anlamak isteyenler için kendini önemli ve ayrıksı bir yapıt olarak tarif ediyor.
Her iki kitabın da gerçekliğe sokulmaya çalışması, sokulmaya çalıştıkları gerçekliklerin ölüm içermesi onlara ağır bir sorumluluk yüklüyor ve keyfi eylemlerde bulunma lüksünü daha en baştan ellerinden alıyor. İşte tam da bu sorumluluğun sordurttuğu “Gerçekliğe nasıl ve ne kadar yaklaşabilirsiniz, yaklaştığınız o yer gerçeklik olmaya başlar mı, kurgu olmadan gerçeklik olabilir mi, gerçekçi bir yapıt hem gerçekliği yansıtıp hem de edebiyat olmaya devam edebilir mi?” soruların cevabını bulmaya gayret ediyor.