Devrim Beyaz
Elif Şafak ülkemizin önde gelen kalemlerinden. Kitapları kimi okurlarca sevilirken bazı kesimler tarafından da sık sık eleştiriliyor. Şafak’ın adı ise geçtiğimiz günlerde bir intihal olayıyla birlikte anılmıştı.
İddialara göre Elif Şafak’ın Booker adayı son romanı “On Dakika Otuz Sekiz Saniye”, 2007 yılında yayımlanmış Şafak, Kahraman Çayırlı’nın “Hayat Kadınları Aldatmaz” adlı eserinden ciddi derecede etkilenmişti. Ayrıca yazar, Booker Edebiyat Ödülleri’nden de sözde diskalifiye edilmişti.
Ancak daha sonra sosyal medyada Kahraman Çayırlı’nın, Şafak’ın son romanını okuduğu ve çok beğendiğine dair geçmiş tarihte yaptığı bir paylaşım ortaya çıktı:
https://www.instagram.com/p/B0oAiV6n8vM/?utm_source=ig_web_copy_link
Çayırlı’nın 1 Ağustos 2019’da beğenisini dile getirdiği kitap hakkında bugünlerde intihal suçlamaları atılması ise dikkat çekiciydi.
Bugün Elif Şafak’ın yayıncısı Doğan Kitap cephesinden yazılı bir açıklama geldi. Açıklamada, “Bu iftiralar baştan aşağı yalandır. Asılsız olduğu aşikâr olan bu iftiralar, edebiyat dünyası için ancak gülünç olabilecek seviyededir,” denildi.
Doğan Kitap’ın İlgili Açıklaması Şu Şekilde:
Elif Şafak’ın yeni romanı 10 Dakika 38 Saniye hakkında sosyal medyada sahte hesaplarla organize başlatılan hakaret ve iftira dolu “intihal” iddialarını kınıyoruz. Bu iftiralar baştan aşağı yalandır. Asılsız olduğu aşikâr olan bu iftiralar, edebiyat dünyası için ancak gülünç olabilecek seviyededir.
Kahraman Çayırlı imzalı Hayat Kadınları Aldatmaz kitabı ile Elif Şafak’ın romanı için bırakın intihali, ‘benzerlik’ten dahi söz etmek mümkün değildir. Sırf içinde hayat kadınları var diye zoraki bir hevesle iki kitap yan yana getirilmeye çalışılmıştır. Dünya edebiyatında yüzlerce kitap mevcuttur hayat kadınlarını anlatan.
Daha da vahim ve absürt olan nokta, yazar Kahraman Çayırlı’nın bizzat 1 Ağustos tarihinde kendi sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlarda Elif Şafak’ın 10 Dakika 38 Saniye kitabını okuduğu ve çok beğendiği görülmektedir. “Yıllardır hiçbir romanı böyle sürüklenerek okumamıştım. Benim için Pinhan ve Mahrem kadar değerli, Pinhan ve Mahrem’in hemen yanı başında.”
Dolayısıyla yazarının bile aklına gelmeyen, belli ki salt zarar vermek için uydurulmuş bir iftira ve karalama kampanyası söz konusudur. Buna rağmen söz konusu iddiaların kimliği gizli, organik takipçisi olmayan, olaydan kısa süre önce açılmış birtakım sosyal medya hesapları tarafından ısrarla gündemde tutulmaya çalışılması art niyetle açıklanabilir. Herhangi bir zemine sahip olmayan bu suçlamaların ne yazık ki birtakım haber siteleri ve gazetelerde de yer alabildiğini gördük.
Bu kampanyanın Elif Şafak’ın uluslararası başarılarına bir yenisini eklediği sırada gündeme gelmesi ise maksadın ne olduğunu apaçık göstermektedir. Elif Şafak’ın Manchester Edebiyat Festivali’nden atıldığı yalan ve iftiradır. Elif Şafak’ın Booker Edebiyat Ödülleri’nden atıldığı yalan ve iftiradır. Maruz kaldığı haksız suçlamalar ve gerçek dışı organize saldırılar karşısında yazarımız Elif Şafak’ın yanındayız. Elif Şafak, çağdaş Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. En son aday gösterildiği Booker Prize Ödülü ile ülkemizi başarıyla temsil etmeye devam etmektedir. Tüm edebiyatseverlerin bu gururu Türkiye ile paylaşması tek dileğimizdir.
Sonuç olarak Şafak hâlâ Booker adayı. Suçlamalar ise yayınevi tarafından iftira olarak nitelendiriliyor.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Haber bir yana da bu Kahraman Çayırlı’nın İnstagram postu ne öyle be! Sen nasıl yazarsın da böyle bir post atıyorsun. İlginç.
Ne yazmış? Instagram’a erişimim yok da. Bi’ zahmet ekran görüntüsü paylaşsanız.
Yazdığı şeyden ziyade kelimeleri birleşik falan yazmış.
Kimseyi elinizde yeterli deliliniz ve konu hakkinda en ufak bir fikriniz olmadan itham etmemeyi ögrenin artik. Kim olursa olsun, sevin sevmeyin, önce isin dogrusunu ögrenin, hukukunu ögrenin.
Bu rencide edici, saygisizca, itham edici mesajlari okuyorum da, bir edebiyat kültür portalinda hic olmamasi gereken seyler görüyorum.
Artık, ciddi ciddi, Elif Şafak ismi üzerinden başkalarına yüklenilmeye çalışıldığını düşünmeye başladım. Bu hususta, iddiaları yayan ve sürdürenlerin başını çekenler de hep belli bir tarafla bağlantılı kuruluş ve o kuruluşlarla bağlantılı isimler oluyor.
Geçenki Zümrüt Apartmanı hadisesinde de olay, Mahrem kitabındaki alıntı üzerinden Elif Şafak’a gelmişti. Kitaplardan belli kısımlar paylaşılarak, edebiyatta çocuk istismarı güzelleniyor, ithamları çıkmıştı. Toplumdaki cinsel istismar vakalarını kitaplara yükleyenler çıkmıştı. “Başımıza ne geldiyse, bu okuyan kesimden geldi.” gibi abuk söylemlerde bulunanlar bile oldu. Bir kesim, Elif Şafak’ın kadın olmasından ötürü belli kesimlerce korunduğu, gibi iddialar ortaya atıldı.
Sonra mı? Kitabı okuyanlar, kitabın zaten cinsel istismarı ve sonuçlarını anlattığını, paylaşılan metnin bağlamdan kopuk değerlendirildiğini açıkladı. Konu, Elif Şafak hususunda orada unutulup gitti.
Herkesin hassas olduğu konular üzerinden birileri başka birilerine yüklenmeye çalışıyor. Elif Şafak gibi belli bir sebeple tartışmalı bulunan isimler de piyon vazifesi görür oldu.
Aman millet, dikkat edin. Her, ahlak, doğruluk vs. kalıbıyla başlayan, az ve şüpheli delil, spekülasyonu bol itham, metodu gereği taraflı ve hatalı çıkarımlar arttı.