in

Fahrenheit 451 İthaki Bilimkurgu Klasikleri’ne Katıldı: Yakmak Bir Zevkti

Ray Bradbury’nin kült romanı Fahrenheit 451 yeni çeviri ve kapak tasarımıyla İthaki Yayınları Bilimkurgu Klasikleri’ne katıldı. Kitabın yazım ve yayım aşaması, merak edenler için detaylı çeviri karşılaştırmaları ve ön okuması haberimizde!

Fahrenheit 451
- Reklam -
- Reklam -

Meğer ciddi ciddi ucuz roman yazıyormuşum da farkında değilmişim. Sonradan adını Fahrenheit 451 olarak değiştirdiğim The Fireman’in ilk taslağını yazmak 1950 baharında hepsi bozuk para olmak üzere dokuz dolar seksen sente patladı.

– Ray Bradbury, Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık, Sayfa 67

fahrenheit 451 ray bradburyDokuz dolar seksen sent, Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451’in ilk taslağını yazmak için saatini yirmi sente kiraladığı daktilolara yaptığı toplam harcama oluyor. Yirmi beş bin kelimelik bu ilk taslağını California Üniversitesi kütüphanesinin bodrumundaki yazma odasında dokuz günde bitiriyor. Yani kitapların yakıldığı bu hikâye bir kütüphanede kurgulanıyor diyebiliriz.

- Reklam -

Romanın yazım aşamasının yanı sıra yayımlanma geçmişi de sıra dışı. Zira ilk baskısının (1953) ardından özel, sayılı ve imzalı bir baskısı daha çıkıyor. Ve bu baskıda bildiğimiz kâğıt yerine ateşe dirençli asbest minareli kullanılıyor. Ayrıca eserin ironik bir şekilde sansüre maruz kaldığı ve “Lanet, Kürtaj, Cehennem,” gibi kelimelerin çıkarıldığı da biliniyor. Yazar, bir arkadaşının uyarısıyla durumu fark ediyor ve bu sansürün önüne geçiyor. Ray, kitabının değiştirilmesine karşı olduğunu ve ilk taslağının önemini şu sözleriyle açıklıyor.
Montag, Beatty, Mildred, Faber, Clarise, hepsi otuz sene önce onları UCLA’nın kütüphanesinde bodrum katında ilk yazdığım zamanki gibi duruyor, yürüyor, sahneye giriyor ve çıkıyorlar. En ufak bir şeyi bile değiştirmedim. -Ray Bradbury, Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık, Sayfa 72
Yeri gelmişken eserdeki “Faber” ismine dikkatinizi çekmek istiyoruz. Zira kalem üreten bir firmanın adı olduğunu biliyorsunuzdur. Hatta “Montag” ismi de kâğıt üreten bir firmanın adı oluyor. Yazar bu isimlerin kökenini kabul ediyor ama bilinçli yazmadığını söylüyor. Bu durumu bilinçaltının güzel bir sürprizi olarak nitelendiriyor. Profesör Faber’in Montag’a emirler vermesi de eserin kalitesine katkı sağlıyor.

Romanın yazım ve yayım aşamasına baktığımıza göre bir de ülkemizdeki yayımcılık ve çeviri macerasına göz atmaya ne dersiniz? Gelin üç ayrı yayın evinin dört farklı çevirisiyle kaynak metninin giriş bölümlerine birlikte göz atalım.

  • Fahrenheit 451, 60th Anniversary Edition, Simon & Schuster Paperbacks, 2012

The Hearth and the Slamander

It was a pleasure to burn.

It was a special pleasure to see things eaten, to see things blackened and changed. With the brass nozzle in his fists, with this great python spitting its venomous kerosene upon the world, the blood pounded in his head, and his hands were the hands of some amazing conductor playing all the symphonies of blazing and burning to bring down the tatters and charcoal ruins of history. With his symbolic helmet numbered 451 on his stolid head, and his eyes all orange flame with the thought of what came next, he flicked the igniter and the house jumped up in a gorging fire that burned the evening sky red and yellow and black…

  • İlk baskı, ilk çeviri: Ç. Reha Pınar çevirisi, Okat Yayınevi- Uzay Serisi 4, 1971

KALP VE SAMANDRA

Yakmak bir eğlenceydi.

Her şeyin alevler tarafından yutulmasını, alevlerin içinde kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevkti. Ellerinin arasında tuttuğu sarı marpuçla, petrol zehirini dünyanın üzerine kusan büyük bir piton yılanını andırıyordu. Elleri, tarihin parçalanmış ve kömürleşmiş kalıntılarını tamamen yok etmek için, ateş ve kıvılcım senfonisini idare etmek isteyen bir mayestronun ellerine benziyordu.

Beyni uğulduyor, şakakları zonkluyordu. Başında 451 numaralı sembolik miğferi vardı. Daha sonra olacakları düşününce gözlerinde turuncu kıvılcımlar parıldayıp söndü. Parmağının bir hareketiyle ignitöre basınca ev, gökyüzünü kırmızı, sarı ve siyaha boyayan alevlerin ortasına doğru fırladı…

  • Dilara Özmen çevirisi, Başkan Yayınları- Kurgu Bilim Dizisi 20, 1984

BİRİNCİ BÖLÜM

YAKMAK, zevkli bir şeydi. Bazı şeylerin yitip gitmesini, kararıp değişmesini görmek apayrı zevk veriyordu. Avuçlarında tuttuğu, zehirli piton yılanına benzeyen hortumla dünyaya gaz püskürtürken kanının beyninde, damarlarında zonkladığını duyuyordu. Eskinin karbon ve paçavra kalıntılarını yakıp yok ederken elleri, alevlerden oluşan senfonileri yöneten üstün becerili bir orkestra şefininkileri andırıyordu.

Duygusuz, heyecansız kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde turuncu alevler vardı. Sonradan neler olacağını düşündü, elindeki tutuşturucuya vurdu. Ev kocaman alevlerin içinde yok olup giderken gökyüzünü kızıl, sarı ve kapkara renklerle yakıyordu sanki…

  • Zerrin ve Korkut Kayalıoğlu çevirisi, İthaki Yayınları- 757, 2012

OCAK VE SEMENDER

- Reklam -

Yakmak bir zevkti.

Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu… Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi. Duygusuz kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde bundan sonra neler olacak düşüncesiyle turuncu alevler vardı. Ev oburca onu yutan alevlerin içerisinde kaybolup giderken adeta gökyüzünü kızıl, sarı ve kapkara renklerle yakıyordu…

  • Dost Körpe çevirisi, İthaki Yayınları- Bilimkurgu Klasikleri 32, 2018

ŞÖMİNE VE SEMENDER

Yakmak bir zevkti.

Bir şeylerin yendiğini görmek, karardığını ve değiştirildiğini görmek özel bir zevkti. Pirinç hortum başı yumruk olmuş ellerindeyken, bu büyük piton zehirli kerosenini dünyaya tükürürken, kendisinin başı kanla zonklarken ve tarihin paçavraları ile kömürleşmiş kalıntılarını alaşağı eden elleri tutuşturmanın ve yakmanın tüm senfonilerini çalan muhteşem bir orkestra şefinin elleri gibiyken. Hissiz başında 451 numaralı sembolik kaskıyla ve gözleri şimdi olacakların düşüncesiyle turuncu alevlere bürünmüşken ateşleyiciyi çalıştırmasıyla birlikte ev akşam göğünü kırmızı, sarı ve siyaha boyayan obur bir ateşle havaya sıçradı…
Neil Gaiman’ın sunuşu, Harold Bloom’un sonsözü ve Dost Körpe’nin çevirisiyle Bilimkurgu Klasikleri kapsamında 32. kitap olarak okurların karşısına çıkan Fahrenheit 451’in tanıtım metniyse şöyle:
“Yazılmış en iyi bilimkurgu romanı. İlk okuduğumda, yarattığı dünyayla kâbuslar görmeme sebep olmuştu.” Margaret Atwood

“Öyle bir eser ki, hakkında ne söylesem eksik kalır.” Neil Gaiman

Hugo En İyi Roman Ödülü Prometheus Şeref Kürsüsü Ödülü

Ray Bradbury sadece bilimkurgunun değil fantastik edebiyatın ve korkunun da yirminci yüzyıldaki ustalarından biri. Bilimkurgunun “iyi edebiyat” da olabileceğini kanıtlayan belki de ilk yazar. Yayımlandığı anda klasikleşen, distopya edebiyatının dört temel kitabından biri olan Fahrenheit 451 ise bir yirminci yüzyıl başyapıtı.

Guy Montag bir itfaiyeciydi. Televizyonun hüküm sürdüğü bu dünyada kitaplar ise yok olmak üzereydi zira itfaiyeciler yangın söndürmek yerine ortalığı ateşe veriyordu. Montag’ın işi ise yasadışı olanların en tehlikelisini yakmaktı: Kitapları.

Montag yaptığı işi tek bir gün dahi sorgulamamıştı ve tüm gününü televizyonla kaplı odalarda geçiren eşi Mildred’la beraber yaşıyordu. Ancak yeni komşusu Clarisse’le tanışmasıyla tüm hayatı değişti. Kitapların değerini kavramaya başlayan Montag artık tüm bildiklerini sorgulayacaktı.

İnsanların uğruna canlarını feda etmeyi göze aldığı bu kitapların içinde ne vardı? Gerçeklerin farkına vardıktan sonra bu karanlık toplumda artık yaşanabilir miydi?

Fahrenheit 451, yeryüzünde tek bir kitap kalacak olsa, o kitap olmaya aday.

“Mutlu olmamız için gerekli her şeye sahibiz, ama mutlu değiliz. Bir şey eksik. Etrafa bakındım. Ortadan kaybolduğunu kesinlikle bildiğim tek şey, on-on iki yıldır yaktığım kitaplardı.”
Eserin editörlüğünü Yankı Enki, düzeltisini Alican Saygı Ortanca ve kapak tasarımını Hamdi Akçay üstleniyor. Ayrıca Matt Owen’ın 60. yıl özel edisyon için çizdiği illüstrasyonun da kapak tasarımında kullanıldığı görülüyor. Fahrenheit 451’i ister fiziksel ister sanal mağazalardan edinebilirsiniz. Romanın mayıs ayında gelecek sinema uyarlaması hakkındaki ayrıntılı bilgilere de şu haberimizden ulaşabilirsiniz.

Keyifli okumalar!


Yeni haberler için bizi Google News’ten takip edebilirsiniz.

Mustafa İzmirli

1986 Kırcaali doğumluyum. Kırcaali, İzmir, Ankara ve Bolu gibi bir yol haritam oldu. Bu yolculukta Veteriner Hekim oldum ve çalışmaya başladım. Evlendim ve şeker mi şeker kızım dünyaya geldi. Aynı zamanda bilimkurgu ve fantastik eserler arasında bitmek tükenmek bilmeyen bir yolculuğum var. Çok sevdiğim eşim ve biricik kızım Asu ile günümü gün ederken edebiyatın gel-git etkisiyle kendimi Kayıp Rıhtım'da buldum.

6 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Davram Davram dedi ki:

    Reha Pınar en iyisi gibi sanki. Daha tutarlı bir çeviri gibi görünüyor.

  2. Avatar for valarrr valarrr dedi ki:

    Dost Körpe’nin de çevirisi pek kaliteli durmuyor açıkçası.

  3. Avatar for eleutheiros eleutheiros dedi ki:

    Dost Körpe bana da güven vermeyen bir isim özellikle İthaki’nin bastığı Edgar Allen Poe kitabından nefret ettirdi beni, okuduğum cümleyi anlamadığım o kadar an oldu ki daha sonra dile getirdiğim bir kaç arkadaş ortamında aynı tepkileri aldım. İletişim Yayınları’ndan 2 cilt halinde çıkan kitabın ilk kitabını okumam ise açıkçası daha çok keyif verdi.

    Elimde Dune var ve çevirmenin o olduğunu görmem okuma hevesimi kaçırmıştı okumayı erteliyorum açıkçası bu kitapta öyle olacak gibi.

  4. Avatar for Melkor Melkor dedi ki:

    Sanki aralarında en olmamış çeviri Dost Körpe’nin yaptığı çeviri gibi duruyor. Dune konusunda şu an ben de aynı düşünceler içine girdim. Umarım çevirisi kötü değildir.

  5. Avatar for AeroKnight-sama AeroKnight-sama dedi ki:

    Fahrenheit 451 den önce Stephen Grenblatt - Sapma’yı okumuştum. Fahrenheiti okudum şimdi. Şimdi de kitap yakmanın tarihi - Lucien X. Polastron’a başlamayı düşünüyorum. Şu an kitapların değerini çok iyi anladım.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

1 cevap daha var.

ulku tamer

Ülkü Tamer Aramızdan Ayrıldı

ready player one ust

Ready Player One: Bir Spielberg Simulasyon Evreni