M. İhsan Tatari
Daha önce “Gelecek Günlerin Hikâyesi” adlı kitabıyla bizi 22. yüzyıl Londrasına götüren usta yazar H.G. Wells, şimdi de Geçmiş Günlerin Hikâyesi (A Story of the Stone Age) ile bizleri Taş Devri’nde bir yolculuğa davet ediyor.
H.G. Wells ilk olarak 1897 yılında, The Idler dergisinde üç bölüm hâlinde yayınladığı kısa romanda Ugh-lomi adlı bir mağara adamının yaşadıklarına tanık ediyor bizleri.
Kitabın arka kapak yazısı şöyle:
H.G Wells sosyolojik gözlemci rolüne girerek kendini geri çekmeden önce, hayranlık uyandıran bir anlatıcı, Swift ve Edgar Allan Poe’nun veciz dilinin mirasçısıydı… – Jorge Luis Borges
“Ugh-lomi büyük mağara ayısını öldürmeden önce, insanlar ve atlar arasında pek sorun yoktu. Doğrusunu söylemek gerekirse birbirlerinden uzakta yaşıyorlardı — insanlar nehirlerin bataklıklarında ve çalılıklarda, atlar da geniş çimenli arazilerde, kestane ve çam ağaçları arasında yaşıyorlardı. Bazen küçük bir at, keskin çakıl taşlarıyla öldürülmüş bir leşi yemek için bataklıklara geliyordu, bazen de kabile, bir aslanın öldürdüğü atı çakallardan kapıp gün içinde ziyafet çekiyordu. O zamanlarda atlar, topuk eklemleri biçimsiz, koca kafalı, sert kuyruklu ve boz renkliydiler. Her ilkbaharda, kırlangıçlardan sonra, su aygırlarından önce çayırlar ve tepeler yeşillendiğinde bu topraklara gelirlerdi. Bu zamana kadar az sayılarda geldiler. Her sürüde bir aygır, iki ya da üç kısrak ve bir ya da iki tane tay olurdu ve geri döndüklerinde de Wealden dağlarından kurtlar iner ve kestane ağaçlarının yaprakları sararırdı.” ( Kitaptan )
“Geçmiş Günlerin Hikâyesi” ilk olarak 1897 yılında The Idler dergisinde üç bölüm olarak yayınlandı.
Taş Devri’nin nasıl bir devir olduğunu keşfederken Wells’in şaşırtıcı hayal gücünün tadını çıkarın.
Göksel Murat Eriş tarafından çevrilen 80 sayfalık eser kısa süre önce Laputa Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Üstat Wells’in az bilinen eserlerini okumak için güzel bir fırsat.
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.