Gerçeklikten kaçmak istediğimizde sığındığımız hep kitaplar olmuştur. Koronavirüs pandemisinde de böyle oldu. Okuma alışkanlıkları salgın sırasında birçok farklı alışkanlık gibi yeniden şekillendi.
İnsanlar politik, ekonomik ve sosyal yapının karışık olduğu dönemlerde kitaplara sığınıyor. Bu eğilimi incelediğimizde, kitap ve tür tercihlerinin bu dönemlerde nasıl etkisi olduğunu anlayabiliriz.
Endüstri devriminden sonra bilimkurgu türü, yüzyılın başında canlandı. Büyük Buhran’dan sonra dedektif hikâyeleri yaygınlaştı. Pandeminin etkilerini tamamen anlamamız için henüz erken olsa da, şimdiden izolasyon temalı kitapların, mesela Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık, Kolera Günlerinde Aşk romanlarının satış rakamları arttı.
860 kişinin katıldığı bir araştırmaya göre insanlar bu dönemde okumaya daha fazla zaman ayırmış durumda. Bunun esas sebebi boş zamanlarında yapacak başka bir şey bulamamaları, sosyal aktivitede bulunamamaları ve yolda kaybettikleri zamanı burada değerlendirmeleri. Anne ve babalarsa bireysel okumalarından feragat edip çocuklarıyla beraber okuma yapmış.
Pandemi Sürecinde Okuma Süresi Artsa da Okuma Kalitesi Düştü
Okuma süreleri artmasına rağmen insanların okudukları konuya odaklanamamaları, kaliteli okuma yapamamaları da araştırmanın bir diğer sonucu. Bir diğer deyişle okuma süresi artsa da, verimli şekilde okunulan kitap sayısı azalmış.
Tür Tercihleri
Okurlar, izolasyon temalı okuma artsa da bu türden de sıkılmaları uzun sürmemiş. Bazıları bildikleri, ‘güvenli’ türleri, mesela romantik ve gerilim janrını tercih etse de, bazıları da yelpazesini genişletmiş, edebiyatın farklı kollarını keşfetmiş. Uzun süredir kaçındıkları kalın ve zor diye bilinen, klasik türde kitapları okumaya nihayet vakit bulmuşlar. Başladıkları kitapları tamamen bitiremeseler de, en azından ufuklarını genişletmişler. Gündemin de etkisiyle politikayla, ırkçılıkla ve polis şiddetiyle ilgili okuyanların sayısı da çok.
Yeniden Okumak
Araştırmaya göre okurları iki kategoriye ayırmamız mümkün: Keşfe çıkanlar ve konfor alanında kalanlar. İkinci kategorideki okurlar daha önce okudukları ama unuttukları kitapları bir daha gözden geçirmeye karar vermiş. Bilindik kurguları ve karakterleri okuyanlar böylece hem daha güvende hissetmiş, hem de beklenmedik unsurlardan kaçınmış. Yeni türlere olan yolculuk hem yorucu gelmiş, hem de korkutucu görünmüş.
Kütüphanelere Gidememek
Araştırmaya katılanlar kütüphaneye ya da kitapçıya gidememekten şikayetçi. Para biriktirdiği için kitap satın alamadığından bahsedenler de var. Bu nedenler kimi kesimlerin kitaplara ayırdığı sürenin azalmasına yol açmış.
Pandeminin uzun süreli etkileri üzerine konuşmak için henüz çok erken, ama kısa süreli etkilerinden anlayabildiğimiz, gelecekte salgının edebiyat dünyasını ciddi oranda şekillendireceği.
Sizler de salgın dönemindeki okuma alışkanlıklarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.
Kaynak: The Independent
Sinema yok, tiyatro yok, konser yok, (son aldığım nisan 2020 CSO biletim de yandı bu arada) eşle dostla kahvelerde buluşup iki lak lak etmek yok, arkadaş ziyaretleri yok. Yok, yok, yok.
Geçenlerde enfes yurdumun sağduyulu çoğunluğunun uymadığı karantina sürecinde alıp, okuyup bitirdiğim kitapları saydım, tam 47 olmuş.
Tabiri caizse hayvan gibi okuyorum. Son bir yılda sanırım kendime birkaç tur bindirmişimdir.
Bir sloganla bitireyim: Yaşasın çekik gözlü kardeşlerim, yaşasın edebiyat!
Biraz değişti daha çok okuyorum günlük 300 sayfaya, hafta sonları 500 e kadar cikiyorum okumaktan bazen sıtkım sıyrılıyor bazende okumayı bırakıp film veya dizi izlediğimde ise acaba bu arayı da mı kitap ile geçirseydim diyorum…
Azaldı.
Hocam günlük 300-500 sayfa nasıl okuyabiliyorsun? Ben kendimi kastığımda en fazla 150-200 okuyabiliyorum. Okunan kitap türüne ve yazarın diline göre değişiyor tabi bu sayı. Edebi dili yoğun olan kitapları okuduğumda 100 sayfayı bile bulmuyor günlük. Daha fazla okumak istiyorum (tabi anlayarak okumaktan bahsediyorum) ama olmuyor, sen nasıl yapıyorsun bunu? Hangi tür okuduğunda bu sayılara erişiyorsun?
+1
Mart-Eylül arası evde yatmaktan baÅka bir Åey yapmıyordum. Üzerime öyle bir oblomovluk çökmüÅtü ki kitap okuyasım dahi gelmiyordu. DıÅarı çıkamamaktan, evde sürekli gergin bir Åekilde gündemi takip etmekten sinirlerim yıpranmıŠdepresyona girmiÅtim. O durumda da hiçbir Åey okumak istemiyorsunuz zaten.