in ,

Yüzüncü Kraliçe: Ruhundaki Yasaklı ve Tehlikeli Güce Ulaş

Güçlü kadın karakterlerle donanmış fantastik üçlemenin ilk kitabı Yüzüncü Kraliçe’yi sizler için inceledik.

yuzuncu kralice inceleme ust
- Reklam -
- Reklam -

Yakın zamanda Hep Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan Yüzüncü Kraliçe‘yi, Tarachand İmparatorluğu’nun hemen ilerisinde Bhuta’larla savaştıktan sonra geçirdiğimiz soğuk bir gecede sizler için inceledik. Fazlasıyla yorgunuz, ama yanımızda koskoca bir imparatorluğu karşısına alan Viraji ve birkaç ateşbaz var. Sanırım güvendeyiz.

Kitabın ve Tarachand İmparatorluğu’nun Temeli

Kitabın başında Tarachand İmparatorluğu ve Parijana inancının Sümer tanrılarından esinlenerek kurguladığını söyleyen Emily King, bu inancın ya da imparatorluğun özel olarak bir dönemin, mezhebin ya da birliğin temsili olmadığı konusunda ufak bir açıklama yapmış. İmparatorluk güzel, fazlasıyla güçlü, fakat rahatsız edici birçok yeri de yok değil. Yüzlerce cariyenin İmparatorluğun Raca’sı olan Tarek’le bir gece geçirebilmek için canını dahi verebilecek durumda olması belli yerlerde insanın sinirlerini bozabiliyor, Tarek’le geçirilen gece uğruna gerektiği zaman birbirlerini öldürüyor olmaları sinir sınırını aşıp insanı delirtebiliyor.

Az önce anlattıklarımı bir kenara koyarsak, sihir sistemleri olsun, arenada yapılan dövüşler olsun, hepsi oldukça iyi kurgulanmıştı. Hatta kitabın bazı yerlerindeki acımasız dövüşlerde suratınızı buruşturmadan edemiyorsunuz, benden söylemesi.

- Reklam -

Yepyeni Bir Düzen, Güçlü Kadınlar!

Kitabın ana karakteri Kalinda; annesi ve babasını asla tanıyamamış, bir manastırda yetiştirilen ve çocukluğunda sürekli ateşli hastalıklar geçirdiği için oldukça dışlanan bir kız. Koca manastırda ise her zaman tek bir dostu var, Jaya.yuzuncu kralice

Kitabın başlarında herkes tarafından ezilmeye çalışılan ama bunları hiçbir şekilde umursamayan Kalinda, bu tavrını kitabın sonuna kadar hiç değiştirmiyor. Verdiği bir röportajda, “Kadınlar olarak kendimizi kategorize etme hatta birbirimizi bir kenara atma eğilimindeyiz. Ben, bu klişeleşmiş kuralları yıkan, ne yazık ki pek çok kadının yaptığı gibi, kendi potansiyelini azımsayan bir karakter yazmak istedim. Fantastik edebiyat genelde erkek egemenliğinde bir türdür. Ben kadınlar hakkında bir öykü anlatmak istedim!” diyen Emily King, dediğini yapmış ve özellikle kitabın temel kurgusunu oluşturan kadın karakterleri amaçladıkları şey için karşılarına herkesi alabilecek kadar güçlü ve azimli yazmış.

Kurguyu en sade şekilde anlatmak gerekirse şöyle ki; Raca Tarek bir gün manastıra gelip bir kişiyi talep ediyor, yapılan dövüşler ve konuşmalar sonucu talep edilen kişinin Kalinda olduğu açıklanıyor. Kalinda hiçbir şekilde manastırdan ve Jaya’dan ayrılmak istemiyor, ama tabii ki bunu umursayan da olmuyor. Raca Tarek’in tam yüzüncü kraliçesi olarak talep edilen Kalinda’yı sarayda doksan dokuz eş ve sayısız cariye meydan okumak için onu bekliyor. Ve bu dövüşler için ölümü bile göze almış kadınlara karşı Kalinda neler yapıyor, bunu okuyoruz.

İstediği her şeyi elde eden Raca Tarek ise konuşmasıyla ve yaptıklarıyla kimisinin nefretini en koyu şekilde kazanabilecek, kimisine ise çekici dahi gelebilecek bir erkek karakter. Zengin, yakışıklı, koskoca bir imparatorluğun sahibi ve “Sen artık benimsin, tıpkı diğerleri gibi,” tarzı sahiplenici cümleler kuruyor. Tarek için ayrı bir aşk romanı mı yazılsa, amma tutar, ha?

- Reklam -

Dövüşler, Büyüler, Koşuşturmalar

Kitap yarısından sonra bambaşka bir hal alıyor diyebilirim, kitabı beğendiysem bunda kitabın ikinci yarısı çok fazla etkilidir. Bunların dışında, kurgu çok fazla entrika içerse de bunları gözardı edebiliyoruz, çünkü kitabın asıl olaylarının yanında biraz sönük kalıyor o entrikalar. Arenalarda gerçekleşen dövüşleri anlatırken ara ara gözlerinizi kapatmalısınız, zira yazarın anlattıklarını okumuyor, görüyorsunuz.

Size her duyguyu tattıran Emily King, fazla duygusalsanız kimi yerde sizi ağlatabilir de. Özellikle dostluk kavramını çok fazla vurgulayan yazar, verdiği röportajlarda kitaplarda özellikle bu konulara değinilmesi gerektiğini düşündüğünü söylemiş. Bu yüzden de kitabın temelinde Kalinda’nın yaptığı her şeyin en büyük sebebi Jaya’yı kurtarmak oluyor, karşısına koskoca bir sarayı ve binlerce askeri alması gerekse de tüm kitap boyunca bu böyle devam ediyor.

Çeviri, Editörlük vs.

Hep Kitap çıkarttığı kitaplara gösterdiği özenle bir defa daha kalbimi fethetti. Kitapta bir yazım ya da noktalama hatası gördüğümü hatırlamıyorum, bu da beni oldukça mutlu ediyor. Çevirmen koltuğunda Barış Emre Alkım yer alıyor. Kitabı bu kadar akıcı bulduysam bu konuda onun da emeği epey fazladır diye düşünüyorum, eserin çevirisi oldukça güzeldi.

Kapak tasarımına gelirsek, ben genelde orijinal kapağı görmek isteyen bir insanımdır ama bazı kitaplar var ki bu konudaki fikrimi tam anlamıyla tersine döndürmeye çalışıyor gibi. Yüzüncü Kraliçe o kitaplar arasında değil, çünkü bence orijinal kapaklarının seri için daha uygun olduğunu düşünüyorum. Bu hali çok mu kötü olmuş? Elbette ki hayır, kapaktaki kadın Kalinda’yı epey güzel temsil ediyor.

Velhasılı; yukarıda kurgu hakkında söylediğim şeyler sizi rahatsız etmeyecekse, güçlü bir kadının koca bir imparatorluğa karşı verdiği mücadeleyi siz de okumalısınız. Okuduğunuzda serinin devam kitaplarını da merak edeceğinizi düşünüyorum, tıpkı bende olduğu gibi. Seçim sizin, bense şimdiden keyifli okumalar diliyorum.

Zeynep Hantik

Boş zamanlarında çizimler yapıp, öyküler yazan bir okurum. "Madem ki her şeyin sonu gözyaşı olacak, en azından istediğimi yapmalıyım," diyen Rothfuss'a olan sevgimin sonsuz, söylediği sözü çok fazla benimsemiş olduğumu da söylemeden geçemeyeceğim. Fantastik, bilimkurgu ve bilgisayar oyunlarına olan ilgim her geçen gün artmakta, bunlar hakkında konuşup tartışabildiğim bir yerde olduğum için son derece mutlu yaşamaktayım.

2 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Karahayalci Karahayalci dedi ki:

    Bundan sonra kayıp rıhtım incelemesi okumama kararımı tasdikleyen bir yazı. :smiley: Ben her inceleme okuduğumda o kitabı almamak için okumadığım kitaplarımı mı sayayım üstelik Yüzüncü Kraliçe çok daha önce radarıma takılmıştı, beklediğim kadar güzel çıkması bu incelemeye göre hem sevindirdi hem üzdü. :disappointed_relieved: Daha kitap almama kararı alan birine çok zalim bir darbe indi.

  2. Avatar for aurienne aurienne dedi ki:

    Vallahi içinizi ne kadar rahatlatabilirim bilmiyorum ama şöyle söyleyeyim, okuyacak daha birçok kitabınız varsa “kesinlikle okumalısın!” dediğim bir kitap değil, bırak dursun hala alınacaklar listenin başında. Olur da elindeki kitaplar epey azaldığında kitap almak istersen tekrar bu kitaba göz atabilirsin. Tabii yine de karar senin. :krs:

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

stephen king flight fright

Uçmaktan Ölesiye Korkan Stephen King’den Acayip Proje: “Flight or Fright”

Hep Kitap Atölye Dizisi "Bir Yazar Nasıl Okunur?"

Hep Kitap Atölye Dizisi “Bir Yazar Nasıl Okunur?” ile Devam Ediyor