Aksiyon Sahneleriyle Tatmin Edecek 20 Anime Önerisi

Anime izlerken bazen konunun derinliğinden ziyade aksiyon olsun, vurdulu kırdılı sahneler içersin ve sizi de o şamatada sürüklesin istersiniz. Bu yazımızda aksiyonuyla tatmin edecek 20 animeden bahsedeceğiz.

Herkesin bildiği üç büyükler (Bleach, Naruto ve One Piece) bu listede yok. 4. büyük sayılan Fairy Tail ve göndermesi bol olan Gintama da listede yok. Şahsi düşüncem bu 5 animeyi farklı kulvarda değerlendirmek gerekir. Bu arada daha önceden izlemeyenler için tavsiyem listedeki ilk 5’i erkenden izlemeyin. Yoksa daha sonra izlediğiniz animeler sizi tatmin etmeyecektir.

Yazıda animelerin konusundan çok fazla bahsetmeyeceğim. Fark etmiş olabilirsiniz, genelde bir animenin konusundan bahsedildiğinde ilk bölümün yarısı veya tamamı anlatılmış olur. Bunu okuyanlar için ilk bölüm sönük geçer. Bu sefer animelerin konusunu değil, animelerdeki atmosferden bahsedeceğim.

Birlikte 20 farklı dünyaya gideceğiz. Kemerlerinizi taktıysanız uçuşa geçiyoruz.

20. Kimetsu no Yaiba (Demon Slayer)

Önce animenin isminden bahsetmek istiyorum. Demon Slayer, iblis avcısı demek. Tahminleri alalım. Varan bir: bu dünyada iblislerle insanların savaşı anlatılıyor. Varan iki: klasik aksiyon-shounen animelerinde olan savaşmak için sebebi olan temiz bir kahramana ihtiyacımız var. Bu kadarı yeterli bence. Etkileyici sayılabilecek bir dünyası olan, klişe olsa da akıcı olan, 2019’da hem animesi hem de mangasında patlama yaşayan Kimetsu no Yoiba’nın fazla abartıldığını düşünsem de Ufotable kalitesiyle, müzikleri ve görsel şöleniyle izlenmeye değer olduğunu düşünüyorum.

19. Angel Beats

Burası ölülerin dünyası. Yani ölümden sonraki dünya. Bu nedenle tekrar ölemezsin. Neden böyle bir yer var? Neden sadece liseli yaşlarda insanlar var? İşte bunlar ilginç sorular. Daha animenin ilk dakikasından itibaren aksiyon sahneleri var. Kimsenin ölmediği, ölümden sonraki bu dünyada kimler, hangi sebeplerle savaşıyor? Tüm bunların cevaplarını öğrenmek için animeyi izlemeniz lazım. Ama şunu da söylemek isterim ki ben bu animeyi aksiyondan çok müzikleri için seviyorum. Sword Art Online animesinin açılış müziğiyle ünlü olan Lisa’yı seviyorsanız anime bittikten sonra benim gibi yaklaşık 20 müziğin tam versiyonunu arayabilirsiniz.

18. Sword Art Online

Sword Art Online bir isekai animesi. Yani gerçek dünyadan başka bir dünyaya geçilen animelerden biri. Ama aslında kapana kısılmışlık animesi. Çünkü oyun gibi gözüken bu dünyada ölen, gerçek dünyada da ölüyor. Güçlüler, zayıflar, dışlananlar, iyiler ve kötülerin olduğu on bin kişinin kapana kısıldığı bu dünyadaki insanların bir kısmı pes edip intihar ederken; bir kısmı savaşmaya, mücadele etmeye devam ediyor. Sword Art Online tarzı isekai animeleri sevdiyseniz listeyi uzatmamak adına buraya yazmadığım Log Horizon ve Re:Zero’yu tavsiye ederim. Ayrıca fazla iyi olmasa da SAO ile aynı evrende geçen Accel World de izlemeye değer.

17. Hellsing Ultimate

Vampir temalı bir anime ile listemize devam ediyoruz. İblislerle dolu bir dünya burası. Ortalığı kan götürüyor. Tamamı aksiyon olsa da anime herkese hitap etmeyebilir. Bu nedenle uyarayım. Hellsing Ultimate birçok kişiyi rahatsız edecek düzeyde aşırı vahşet, kanlı ve cinsel sahneler içerir. Seinen olmasının sebebi de konusunun derin veya olgun olması değil, bu kanlı sahnelerdir. Ayrıca 2001 yapımı Hellsing adlı televizyon serisi de var. Şahsi fikrim onu izlemeye gerek yok. Zaten aynı hikâyeyi anlatıyorlar.

16. Akame ga Kill

Devrim ve anti devrim animesi. Bolca kan, ter ve gözyaşı var. Konu olarak en sevdiğim anime. Ama yeterince iyi değil. Çünkü:

1. Böyle süper bir konu shounen havasında işlenmez, işlenmemeli.
2. Yine üsttekiyle aynı ama böyle bir konuda romantizm ve komedi olmaz, olsa da çok az olması gerekirdi.
3. Dram sahnelerinde daha iyi müzikler lazımdı. O duyguyu veremiyor maalesef.
4. Ve son bölümler… Neden böyle bir tercih yaptılar tam olarak bilmiyorum ama son 5 bölümde 15 bölümlük konuyu anlatmaya çalışıyor. Mangayla bağını koparması bir yana tutarlılığı da gitti. Kendi ayağına sıkmış oldu.

Tüm bunlara rağmen kendini sevdirmeyi başarıyor. Animesinden sonra mangasına da bakılmasını şiddetle tavsiye ederim. Mangasını okumayan çok şey kaybeder.

15. Gungrave

Bilimkurgu ve mafya animesi. Bu iki türü bir arada gördünüz mü hiç? Düşünün ki mafyanın güçlü olduğu, ülkeyi yönettiği bir yerdesiniz. Bunun üstüne teknolojik harikalar, mafya içi insanların rekabeti ve tüm bunlara rağmen devam eden dostluk ilişkileri olsa nasıl olurdu? Mafyanın ortalığı kasıp kavurduğu karanlık distopik bir dünya… Bu animeyi izlemeyi düşünüyorsanız ilk bölümü atlayın derim. Çünkü ilk bölümde aşırı spoiler var. Biz bu ilk bölüme “bölüm 17.5” diyelim. Şimdiden iyi seyirler.

14. Phantom: Requiem for the Phantom

Animelerde yaşlar hep sıkıntılıdır, fakat yaşlarla ilgili tutarlılığın sınırlarını en fazla zorlayan anime bu olabilir. Phantom: Requiem for the Phantom bir mafya animesi. Gungrave’de olduğu kadar olmasa da mafya ülkede büyük öneme sahip. Birkaç yerde mantık hatası ve klişe durumlar olsa da görmezden gelinebilir. Ana teması özgürlük olan, içinde psikolojik birkaç şey de barındıran, Gen Urobuchi kalitesi taşıyan bu seriyi farklı tarzda aksiyon animesi arayanlara tavsiye ederim.

13. Megalo Box

Boks dünyasında ismini duyurmak isteyen başkarakterimiz var bu animede. Fakat hayat şartları ve başka birçok sebepten dolayı o güne kadar bir şey olmamış. Ta ki o güne kadar… İzlerken sizi gaza getiren, retro çizimleriyle ve rap müzikleriyle ilgi çeken Ashita no Joe’nun 50. yılına özel çıkarılmış bu animeyi boks sevenlere tavsiye ederim.

12. Black Lagoon

Suç dünyasına hoş geldiniz. Bu animede öyle saf, temiz kalpli karakterler yok. Herkes suçtan para kazanıyor. Adam öldürme, kaçakçılık, mafya, deniz korsanları vb. ne ararsanız var. Bitmeyen bir aksiyon ve güzel işlenmiş karakter gelişimi var. Ama bu animenin en güzel yanı seinen olması ve politikaya hatta dine bile atıfta bulunması. Yine seinen olmasından dolayı bolca kan, argo ve çıplaklık konusunda da hiç çekinilmemiş. Black Lagoon’un 2 sezonu var. Fakat son çıkan 5 bölümlük OVA’ları da izlemeyi unutmayın derim.

11. Vinland Saga

Bu sefer tarihi bir animedeyiz. Burası Vikinglerin dünyası. Vinland Saga tarihi karakterler ve olaylara yer verse de kurgu üzerinden gidiyor. Tarihi kısmını anlamak için biraz da tarih bilgisine ihtiyaç var tabii ki. Karakter gelişimlerinin çok hızlı geçildiğini düşünüyorum. Sürekli bir aksiyon ve savaş var. Fakat konusu yavaş ilerliyor. Ayrımcılık üzerinde duran, tarihi, siyaset ve entrika içeren, son bölümünü özellikle sevdiğim bu animeyi tavsiye ederim. Anime kendi içinde bitse de merak edenlere mangasından devam etmesini tavsiye ederim.

10. Durarara

Baccano’dan sonra izlenilmesi gereken bir anime. Zaten aynı stüdyo yapmış. Senaryoyla ilgisi olmasa da dikkatli izlerseniz bilgisayar şifresinin “baccano” olduğunu görebilirsiniz ve yine animeye etki etmese de bir ara baccano oyuncuları da animeye giriyor. Durarara’da iki tane otaku karakterin olması da güzel işlenmiş. Böylece bu otaku karakterler aralarında konuşurlarken pek çok animeye gönderme yapıyor. Hatta bir sahnede, masada kapağında Asuna olan Sword Art Online var. Sonuç olarak işlenme açısından Baccano ile aynı olan, çok fazla karakteri ve olayı bulunan maceranın hiç bitmediği bu animeyi izleyin derim.

9. Baccano

Onlarca karakter, onlarca olay ama sadece 13 bölüm. Merak etmeyin olaylar aceleye gelip de kalite düşmemiş. Sadece farklı bir tarz kullanılmış. Dikkatli izlemek gerekiyor. Bir yanda devam eden tren yolculuğu, trende şüpheli insanlar, bir yandan her karakterin trajik bir geçmişi, bir yandan cinayetler, bir yandan fantastik bir simya hikâyesi ve bunların hepsini 13 bölümde anlatan Baccano. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan izleyebilir misiniz? Dikkatli izleyin, benden söylemesi.

8. Zetsuen no Tempest (Blast of Tempest)

“Kırk bin can toplasa bütün sevgisini etmez ki benim ona olan aşkımın dengi.”

William Shakespeare – Hamlet
Bu animeden önce Shakespeare’e ait Hamlet ve Fırtına kitaplarını okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Yoksa bu kitaplar hakkında spoiler yiyebilirsiniz. Animede bu kitaplardan pek çok alıntı olsa da senaryoya etkisi yok. Ama animede bazı karakter isimleri içeren alıntılar da var. Tam anlayabilmek için kitapları okumak şart. Neyse animeye geçelim. Bir yanda adada tek başına kalmış bir büyücü, bir yanda intikam yemini etmiş bir liseli gençle onun arkadaşı ve tüm bunların olduğu ilginç olayların yaşandığı distopik bir dünya. Tüm bu gizemleri öğrenmek için animeyi izlemelisiniz.

7. 91 days

Mafya ve intikam animesi. Bu sefer 1920’lerin Amerika’sına içki yasağının olduğu bir döneme gidiyoruz. Amerika’da gerçekten de içki yasağının olduğu bir dönem olmuş. İşin içinde mafya olunca yasak falan dinlemiyorlar tabii ki. Mafya aileleriyle de Godfather filmlerine selam göndermişler. Animedeki intikam kısmından ise hiç bahsetmeyeceğim ki biraz merak edin. Klişelerden uzak durup güzel bir sonu da olan bu animeyi tavsiye ederim.

6. Ghost in the Shell: Stand Alone Complex

Her şeyin elektronikleşmeye başladığı bir bilimkurgu ve polisiye animesindeyiz. Teknoloji her şeye el atmış. Robotik kol, bacak, göz ne istersen var. Cyberpunk animeler arasında bu anime gerçekten ilgi çekici. Bölüm 9 olarak çevirebileceğimiz Section 9, birtakım ilginç olayları çözmek için görevlendirilir. Devamını anlatmayacağım. Karanlık atmosferi, sürükleyici senaryosu, etkileyici dövüş sahneleri ve felsefi diyaloglarıyla bu animeyi kendiniz izleyin görün derim.

5. Code Geass

Japonya’nın işgal edilip adının Bölge 11 olarak değiştirildiği distopya animesi Code Geass. Bundan âlâ distopya mı olur? Japonya işgal edilmiş! Japonya’da az da olsa gizli saklı direniş devam ediyor. Böyle bir distopyaya biz yine anime usulü lise öğrencisi gözünden bakıyoruz. Ama merak etmeyin; okul sahneleri animede fazla gösterilmiyor. Liseli deyip geçmeyin, başkarakterimiz Lelouch zeki bir karakter. Onun zekasıyla, karşılıklı hamleler, akıl oyunları, gizemli Geass gücüyle, güzel senaryosu ve ince işlenmiş birçok karakteriyle bu animeyi kaçırmayın derim. O halde, All Hail Lelouch!

4. Fullmetal Alchemist Brotherhood

Simya dünyasına hoş geldiniz. Bu dünyada büyü yapmanın en önemli kuralı eşit takas ilkesidir. Yani bir şey alıyorsan karşılığında bir şey vermelisin. FMAB MyAnimeList’te puan olarak ilk sırada. Herkese hitap eden bir anime olduğu için kabul edilebilir bir durum bence. Gerçek anlamda animede her şey var. Sizi tatmin edecek aksiyon, duygusal sahneler içeren dram, aşırı tutarlı zengin senaryo, hangi karaktere odaklansam diyecek kadar çok karakter, dünyayı sorgulatacak felsefi replikler, arka arkaya birçok bölüm izletecek akıcılık ve zaman zaman güldüren komedi sahneleriyle kesinlikle izlemeniz gereken bir anime derim.

3. Psycho-Pass

Psycho Pass bilimkurgu ve polisiye animesi. Gelecekte her şeyin sistematik olduğu mükemmel bir dünya hayal edin. Yine de suçlar oluyor. Sorun yok. Teknoloji buna da el atmış. İnsanların psikolojik değerlerini ölçerek suçlu veya potansiyel suçlu olduğunu anlayacak bir sistem yapılmış. Böyle bir dünyada yaşamak ister miydiniz? Peki, insanız sonuçta. Psikolojik durumunuzda dalgalanma olduğu zaman neler olabilirdi? Her şeyin sistemin kontrolünde olduğu bu dünya bir ütopya mı yoksa distopya mı? Psycho Pass her ne kadar polisiye ve aksiyon animesi olsa da aksiyon ikinci planda. Yetişkinlere hitap eden seinen türünde olması, toplumsal düzeni sorgulaması ve şu linkte söylediği gibi en az 46 kitabı referans almasıyla tam bir başyapıt animedir. Bu animede pek çok kişinin katkısı olsa da Gen Urobuchi’nin de bunlardan biri olması sevindirici. Son olarak ikinci sezondan sonra çıkan 4 anime filmini ve üçüncü sezondan sonra çıkan anime filmini de mutlaka izleyin derim.

2. Fate/Zero

İnsanların bazı sihirleri yapabildiği fantastik bir dünyadayız. Burası acımasız bir dünya. Herkes kendi çıkarları peşinde koşuyor. Prensipleri olan insanlar, belli bir ideal peşinde koşan insanlar bu acımasız dünyaya ayak uydurabilir mi? Bazen öyle olaylar olur ki doğru cevap yoktur. Kötü ve daha kötü vardır. Bu ikisi arasındaki çizgi çok yakın da olabilir, siz olsanız hangisini seçerdiniz?

Gen Urobuchi’nin bence en iyi animesi bu animedir. İzlemeden önce Fate evreni izleme sırası için şu linke mutlaka bakın derim.

1. Shingeki no Kyojin (Attack on Titan)

Devlerin var olduğu fantastik bir dünya burası. Devlerden korunmak için yine dev duvarlar var. Gerekirse insanlarla devler savaşıyor. Peki duvarların dışında ne var? Devlerle insanlar neden savaşıyor? Bu savaş ne zaman bitecek? Duvarlar insanları koruyor mu yoksa onları belirli bir alana hapsediyor mu? Listemizin 1 numaralı animesi bize bu soruları sorduruyor. Müzikleri, atmosferi, karakterleri, vermek istediği mesajlar ve hissettirdiği tüm duygularla kesinlikle mükemmel bir anime.

Aksiyon animeleri deyince benim en sevdiğim 20 anime bunlardı. Sıralamada haksızlık yapmış olabilirim belki de. Tüm bunları izledim diyenlere;

• İlk sezonunu keyifle izlediğim ama devamını mutlaka mangadan devam etmeniz gerektiğini söyleyebileceğim Tokyo Ghoul,
• Yine mangasıyla bağını koparmış olsa da güzel kılıç sahnelerinin olduğu Claymore,
• Aksiyondan çok komedisiyle ön plana çıkan Noragami,
• Hem aksiyon hem komedi alanında başarılı diyebileceğim One Punch Man,
• Gen Urobuchi’nin senaryosunu yazdığı uzay ve mecha temalı Aldnoah Zero,
• Yine uzay teması içeren Trigun,
• İzlerken “Aa, pek çok kılıç sahnesi bu animeden geliyormuş,” diyebileceğiniz eski ve kült anime Rurouni Kenshin,
• Yönetmen Shinichiro Watanabe kalitesiyle tarihi ve samuray temalı Samurai Champloo,
• Aynı yönetmenden ve görebileceğiniz en samimi, en içten animelerden biri Cowboy Bebop
• Son olarak bana biraz çocuksu gelse de güzel dövüş sahnelerinin olduğu, birçok hayranı olan Hunter x Hunter animelerini tavsiye ederim.

Daha izlenecek pek çok aksiyon animesi var. Daha da devam edebilirim ama şimdilik bu kadar.

Peki ya sizler içlerinden hangilerini izlediniz? Aksiyon türünde önerebileceğiniz farklı animeler var mı? Kayıp Rıhtım Forum’da yorumlarınızı paylaşabilirsiniz.

Bir dahaki yazımızda görüşmek üzere.

---

* Anime Nedir? Animeler Hakkında Bilmeniz Gerekenler