in , , ,

Ursula K. Le Guin’in Yapım Aşamasındaki Tüm Dizi ve Filmleri

Ursula K. Le Guin’in uyarlama aşamasındaki tüm film ve dizilerini sizler için derledik.

ursula k le guin ust1
- Reklam -
- Reklam -

Sinema ve televizyonun edebiyatla arasındaki “uyarlama” ilişkisi oldukça eskiye dayansa da fantastik ve bilimkurgu türündeki eserlere uzunca bir süre hep uzak kalındı. Çünkü bu anlatılar özenle tasarlanmış setler, kostümler, araç-gereçler, yaratıklar, robotlar, mekanik ve görsel efektler talep ediyordu. Dolayısıyla da teknik yetersizlikler yüzünden 2001: Uzay Macerası ve Blade Runner gibi istisnalar haricinde bu iki türden doğru düzgün uyarlanabilen çok az çalışma oldu.

Ama söz konusu Ursula K. Le Guin gibi eserlerini toplumsal değişkenlere/olasılıklara bağlı düşünce deneyleri olarak tasarlayan ve hikâyelerinin başkaları tarafından, başka başka formatlarda (müzikal ya da okul piyesi gibi) yeniden hayat bulmasından keyif alan bir yazar olunca, çok ama çok az eserinin uyarlanabilmesini teknik yetersizliklere bağlamak ikna edicilikten uzak kalıyor.

Evet, bazı Le Guin hikâyelerini uyarlamaya kalmak, döneme bağlı teknik imkânsızlıklar sebebiyle hayli absürt sonuçlar doğurabilirdi. Örneğin, ilk romanı Rocannon’un Dünyası 1960’ların sonlarına doğru sinema veya televizyona uyarlanmaya kalkışılsaydı ufukta kalelerin seçildiği parlak gökyüzü tablosunun önünde, manzarayla örtüşmeyen ışıklarla aydınlatılmış, üzerinde gerçek oyuncuların bindiği kanatlı kedi maketleri ve o maketlere binek hayvanı gibi binerken o fantaziyi yaşatmak için rol kesmek yerine kariyerlerini ve ne yaptıklarını sorgulayan mimiklerle oynayan oyuncuların performansını izlemek; ağır makyaj, daha esrarengiz set tasarımları ve mekanik veya özel efekt gerektirecek ileriki bölümlere gelmeden erişkin izleyicilerin yüzlerini buruşturup, “Ben ne izliyorum?” demesine neden olabilirdi. Haliyle, kendini üstün görenin sandığı kadar bilgiye ve bilgeliğe sahip olmadığını zor yoldan öğrenme yolcuğu da arada kaynamış olurdu.

- Reklam -

Le Guin’inki gibi ne yaşandığından çok, neyin, nasıl ve ne sebeple yaşandığının öne çıktığı; anlatımın da buna hizmeten basit bir aktarım aracı olmaktan çıkıp, anlatılanın ruhunun parçası haline geldiği hikâyeleri uyarlanmak söz konusu olunca, tek engel teknik yetersizlikler değil elbette. Yazılı anlatım araçlarıyla meydana gelmiş ve takdir görmüş bir hikâye, görsel-işitsel mecranın kendi anlatım araçlarına emanet edilince ister istemez yeniden doğuyor; işin ticari boyutu gereği kısıtlamaların (örneğin, seans sayısını artırmak ve izleyiciyi sıkmamak için filmin süresini en ideal uzunlukta tutmaya çalışmak vs.) ve dayatmaların (örneğin, kadroya, role uygunsuz kaçsa da şöhreti vesilesiyle bedava reklam ve seyirci garantili ünlü oyuncu katmak vs.) da tesiriyle daha farklı bir canlıya evriliyor. İşin trajikomik yanı, hikâyeyi dönüşüme uğratma çabası bizzat yazar tarafından yapılsa dahi, dönemin trendleri gereği o yeni doğuşa bile izin verilmeyebiliniyor. Le Guin’in İngiliz yönetmen Michael Powell’la birlikte yazdıkları Yerdeniz senaryosunun akıbeti size bu konuda bir fikir verecektir:
… Filmlerde özlediğimiz türde güzel, ciddi bir fantazi filmine dönüşecek mükemmel bir senaryo yazdık. Ancak Hollywood çıkıp, “Ah, evet, çok hoş, bunu yapmak isteriz, ama aslında biz şu anda ölümsüzlükle ilgili bir film yapmak istiyoruz,” dedi. Michael ve ben, “Tamam ama gördüğünüz gibi elimizdeki senaryo ölümsüzlükle ilgili değil. Bir büyücü ve bir genç kızla ilgili,” dedik. Ters yoldan gittik. Hiçbir zaman işe senaryoyla başlamamanız gerekir. Michael’la birlikte Hollywood’a gidecektik, “Efendim, bizi 200 bin dolar karşılığında iki yıllığına satın alabilirsiniz, biz de karşılığında size her zaman istediğiniz senaryoyu yazarız,” diyecektik…

(Ursula K. Le Guin’le Konuşmalar, Agora Kitaplığı, 2014, Çevirmen: Burcu Erdoğan, Sayfa: 30)
Başarılarına ve ününe rağmen, uyarlamalar söz konusu olunca çokça hayal kırıklığı yaşadığından olsa gerek, Le Guin’in çok ama çok az hikâyesi uyarlama yüzü görebildi. Rüyanın Öte Yakası (The Lathe of Heaven) biri 1980, diğeri 2002 olmak üzere iki defa televizyon filmine; Yerdeniz serisinin ilk iki kitabı, Ged rolünde X-Men sinema uyarlamalarında Iceman’i canlandırmış Shawn Ashmore’un, Tenar rolünde Smallville serisinin Lana Lang/Lana Luthor’u Kristin Kreuk’un yer aldığı, 2005 tarihli Sci-Fi yapımı iki bölümlük mini televizyon dizisine; Yerdeniz serisinin dördüncü kitabı Tehanu’dan esinlenilerek, 2006 senesinde, ünlü anime yönetmeni Hayo Miyazaki’nin oğlu Gorô Miyazaki tarafından Ged Senki: Tales from Earthsea adındaki anime filme; Görüş Alanı (Rüzgârın On İki Köşesi, Ayrıntı Yayınları) adlı kısa öyküsü de 2011 senesinde 26 dakikalık kısa filme uyarlanmıştı.

Bu gerekçeler sebebiyle, ömrü boyunca eserlerinin asıllarının ruhundan kopmamaları şartıyla farklı formlarda sergilenebilinecek olmasından büyük mutluluk duymuş olan Le Guin’in çalışmalarından yapılacak uyarlamalar, hep “Acaba…” veya “Keşke…” ile başlayan yergiler ve övgülerle karşılanacak.

Aksilikler ve iptaller yaşanmazsa önümüzdeki seneler içerisinde sinema ve televizyonda gösterilmesi planlanan, şimdiye kadar açıklanmış o projelerse şöyle:

dokuz can

1. Dokuz Can (Film)

İlk defa Playboy dergisinde yayınlanan 1968 tarihli bu uzun öykü, senarist-yönetmen Siri Rodnes (Grimm Street, Take Your Partners) ve senarist Tom Basden (Fresh Meat) iş birliğinde sinemaya aktarılıyor. Projenin yapımcı koltuğundaysa Quark Films’ten Gavin Humphries (Pin Minder) ve eski Sony Pictures’tan Josephine Rose yer alıyor.

Öykü, Libra gezegeninde maden yatağı aramakla görevli olan Martin ve Pugh’un üst makamlara gönderdikleri “destek ekip” talebine karşılık, emirleri altına on adet işçi klon verilmesiyle yaşananları konu alıyor.

Klonlama, bireysellik ve sosyal etkileşimin önemi üzerine eğilen öykü, çoğunlukla toplumsal bilimkurgu denebilecek hikâyeler kaleme almış olan Le Guin’in en has bilimkurgu (hard-scifi) işlerinden biri olarak gösteriliyor. Bunun sebebiyse dış uzay madenciliğinden ve olay örgüsünün can damarı olan klonlamadan etraflıca bahsetmesi. Öte yandan, klon insanlar arasında kalan klon olmayan insanların hikâyesi, spekülatif kurguyu düşünce deneyi gibi kullanan Le Guin’in sıkça tekrarladığı öteki ile ben/biz teması bakımından pek de sıra dışı sayılmaz.

Uyarlamanın kendi kendini pazarlayabilmesi namına en büyük sorun, hikâyenin merkezindeki klon insan mevzusunun artık popüler gündemimizde yer almaması. Klonlama ve beraberinde getirebileceği sorunlar elbette önemsiz değiller; tek sorun, bu önemli tartışmaların İnsan Gen Haritası’nın çıkartıldığı ve kopya Koyun Dolly’nin gündeme bomba gibi düştüğü bir geçmişte yapılmış olması. Genetik konusundaki güncel tartışmaların yükünü şu sıralar GDO’lu ürünler ve CRISPR yöntemiyle kendi genetik yapımıza müdahale edebilmek çekiyor. Ana gündem maddemiz ise bu sefer bizleri işsiz bırakmakla tehdit eden eski korkumuz Yapay Zekâ.

Le Guin’in öyküsü elbette bir korkudan değil, bir olasılık vasıtasıyla insanın kendi doğasını keşfetmesinden güç alıyor. Yani, klon meselesi içerisinde kendine özel dertler edinmiş, özel bir hikâye. Bu vasfı onun gücü. Ama yine de, bu özel hikâyenin uyarlaması klonlamanın hararetle tartışıldığı bir döneme denk gelseydi gündem içerisinde kendine daha fazla yer bulabilirdi.

Öyküden uyarlandığı için yapımcılarına hikâyeden fazla ödün verdirtmeden daha özgür bir çalışma alanı sunmasıyla proje şimdiden umut vadediyor.

Bu öykü Rüzgârın On İki Köşesi (Ayrıntı Yayınları) adlı derlemede yer almaktadır.

anlatis

2. Anlatış (Film)

Yakın zamanda Türkçeye de çevrilen, Le Guin’in yazmış olduğu son Hainli Döngüsü romanı Anlatış’ın sinemaya uyarlanmakta olduğunu sizlere daha önce de duyurmuştuk. Ne yazık ki o zamandan beri projeyle ilgili yeni bir gelişme olmadı.

Filmin prodüksiyonunu Bayview Films’e ait. Yönetmen koltuğunda, senaristliği de üstelenen Leena Pendharkar (20 WeeksRaspberry Magic) oturuyor. Romanın Hint-İngiliz kökenlere sahip ana karakteri Sutty rolünü, Battlestar GalacticaThe 100 ve Star Trek: Discovery’den tanınabilecek Rekha Sharma üstleniyor. IMDB’deki olası gösterim yılı ise 2019.

Yapımcı şirket Bayview Films farklı türlerde yapımlara imza atmış, kendi yağında kavrulan cinsinden bir stüdyo. Bu yüzden Anlatış, işçilik hususunda yapımcı ekibi orta düzeyde zorlayacaktır. Değişmeyen soruysa, bir kültür kâşifliğini anlatan hikâyenin perdeye nasıl aktarılacağı…

Anlatış, Türkçeye İthaki Yayınları tarafından çevrilmişti.

- Reklam -

yerdeniz

3. Yerdeniz (Film)

Le Guin başyapıtının film haklarını vefatından çok kısa bir süre önce Jennifer Fox’a (We Need to Talk About Kevin, Nightcrawler, Michael Clayton) vermişti. Projenin yürütücü yapımcılığında da Le Guin’in oğlu Theo Downes-Le Guin bulunuyor.

Öykü kitabıyla beraber toplamda altı ciltten oluşan serinin sadece nasıl uyarlanacağı değil, nasıl karşılanacağı da merak konusu. Yerdeniz uyarlamasının önündeki en büyük engel Harry Potter serisi. Bu engel, Harry Potter serisinin gişe canavarı beyaz perde uyarlamaları ve hali hazırda sürmekte olan Fantastik Canavarlar serisiyle hafızalardaki tazeliğini korumasından ileri geliyor. Yerdeniz serisi Harry Potter’dan önce yazılıp popülerlik kazanmış olsa da, sinema/dizi takipçilerinin hafızasında “büyücü olmaya çalışan çocuk” hikâyesi Harry Potter’la özdeşleşmiş durumda. “Büyü” ve “çocuk” kelimelerinin yan yana geldiği yapımlar bile, alakası olmamalarına rağmen, Harry Potter’ımsı ya da karşıtı (ör, Lev Grossman’ın Büyücüler serisi) muamelesi görebiliyor.

Yerdeniz filmlerinin aşması gereken sınavlardan en büyüğü, Harry Potter‘ın popüler kültürdeki baskınlığıyla oluşan “onun bir değişiği” algısını kırmak. Bunu gerçekleştirmesi zor da değil. Adalar sistemine yayılmış farklı etnik köken ve kültürlerden oluşan kendi sahicilliğine sahip dünyası, o dünyanın ve hikâyelerinin tam merkezinde yer alan büyü sistemi ve büyüyüp erginleşme temasına getirdiği yaklaşımla kendine has zaten. “Büyü” dendi mi, gösterişli sahneler görmeye alışmış ve “kahraman” denince elindeki gücü sorumluluk gözetmeksizin kullanan karakterlere aşinalaşmış günümüz seyircisi için Yerdenizli büyücülerin gönülsüzce teşebbüs ettikleri gösterişsiz büyüler, genç ve toy Ged gibi karakterler hayal kırıklığı yaratabilir. Ama sabreder ve anlamaya gayret gösterirlerse, aklı başına gelen Ged gibi gücü kullanmanın insana nasıl sorumluk yüklediğini ve onu kullanmamanın erdemini öğreneceklerdir. Bunun için, filmin de tıpkı kitaplar gibi dingin ve kendinden emin adımlarla ilerleyen bir anlatıcılığa ihtiyacı var. Künyesinde bu tarzda başarılı filmler bulunan yapımcı Fox’un bunu sağlamaya özen göstereceğini ümit ediyoruz.

Yerdeniz Serisi, dilimize Metis Kitap tarafından kazandırılmıştı.

karanligin sol eli

4. Karanlığın Sol Eli (Dizi)

Ülkemizde Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan Karanlığın Sol Eli, dünyamıza çok benzeyen fakat her daim olarak kutup iklimi yaşanan bir gezegende geçer. Gezegenin halkı çift cinsiyetlidir ve yılın belirli zamanlarında erkek, belirli zamanlarında da kadın olabilmektedirler.

2017’de duyurulan televizyon serisi hakkında henüz yeni bir gelişme yok. Bunda diziye danışmanlık etmesi planlanan Le Guin’in vefatının payı da büyük olabilir elbette. Ömrü yetseydi yıllar geçtikçe eserinde fark ettiği eksiklikleri ve hataları dizi vasıtasıyla gidererek hikâyesine yepyeni bir soluk katacaktı belki de, kim bilir?

Dizi uyarlamasıyla tekrar gündeme gelen bir diğer ünlü feminist roman Damızlık Kızın Öyküsü‘ndeki doğrudanlığın aksine, okurun kendi kendine sorular sormasını tetikleyen bir roman söz konusu olunca, yapımcılarının Le Guin olmadan bu projeyi nasıl yürüteceği merak konusu.

surgun gezegeni

5. Sürgün Gezegeni (Film)

Proje, 2017 yapımı romantik macera The Space Between Us‘ın arkasındaki Los Angeles Media Fund (LAMF) stüdyosu tarafından üstlenildi. Senaryosunun Daniel Stiepleman’a emanet edildiği yapım hakkında şu an için başka bilgi yok.

Romanda, ait olduğu güneş sistemindeki bir tam dönüşü yüzyıla yakın bir sürede tamamlayabildiği için mevsimlerin aylar değil, yıllar sürdüğü bir gezegende, yaklaşan uzun kışla birlikte gelecek yağmacı kavimler ve canavarlar gibi tehditlere rağmen aralarındaki husumetleri bir türlü gideremeyen iki farklı ırkın hikâyesi anlatılır.

Yaklaşan uzun kış, ardından gelecek korkunç yağmacılar, bu tehdide rağmen birlikte hareket edemeyen düşman halklar… Evet, George R.R. Martin’in Buz ve Ateşin Şarkısı serisini oldukça anımsatıyor. Dahası da var; serinin uyarlandığı Game of Thrones dizisinin de ünüyle esprilere konu olmuş “Kış geliyor!” (Winter is coming!) uyarısı, ilk defa Sürgün Gezegeni’nin kışı için kullanılmıştır.

Sırf bu yüzden, LAMF’ın Le Guin külliyatı içerisinden Sürgün Gezegeni’ni seçmiş olması basit bir tesadüf gibi gelmiyor. Stüdyonun resmi internet adresinde, “Derin piyasa ve risk azaltma analizi yaparak, eğlence sektörü içerisinde yatırım fırsatlarına odaklanılmıştır,” şeklinde bir ibare varken “tesadüf” kelimesi naif bile sayılabilir.

Önümüzdeki senelerde, Game of Thrones‘un bitimiyle, dizinin yokluğunda oluşacak boşluğu doldurmak için yapımcılar arasında kıyasıya bir mücadele yaşanacak. Geçmişte nasıl Lost dizisinin yarattığı boşluk başka dizilerce doldurulmaya çalışıldıysa, yeni duyurulan fantastik dizi projeleri de GoT’un boşluğunu doldurmaya hazırlanıyor. Dizi sektörü GoT’un yerini alacak yeni bir seri için yarışırken, LAMF’ın da Sürgün Gezegeni’ni “Kış İlk Önce Oraya Geldi! Game of Thrones’a İlham Veren Kitaptan!” sloganıyla pazarlaması hiç şaşırtıcı olmaz.

Son olarak Sürgün Gezegeni’nin de İthaki tarafından dilimize çevrildiği hatırlatalım.


Kaynak:


Ursula K. Le Guin’in Az Bilinen Uzay Operası: “Rigel 9”

Cemalettin Sipahioğlu

1986 İstanbul doğumlu. Bilimkurgu, korku ve fantastiği uzun süre televizyondan takip edebilmiştir. Ailesinden habersiz aldığı ucuz VCD oynatıcıyı saklayıp, onlar yokken kullanarak, bu konularda film açıklarını kapatmaya çalışmıştır. Edebiyata sonradan bulaşması; bilgisizliği; bilgisizlik de, "Raftaydı ve ben onu alıp okumadım zamanında." pişmanlıkları getirmiştir. Lem ile Küvette Bulunan Günce'yle tanışması; okumaya yeni başlayan biri için hem talih, hem de talihsizlik olmuştur. Film, kitap, animasyon, çizgi roman olsun; kendi sınırlı bilgisiyle, eserleri iç dinamikleri içinde değerlendirmeye çalışır.

6 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Agape Agape dedi ki:

    Burası çok ıssız kalmış yahu. Yerdeniz’i ciddi anlamda merak ediyorum. Kim ne derse desin ben önemsemiyorum. Bunların dışında keşke “Yanılsamalar Kenti” de bu listeye eklenseydi. Ben ciddi anlamda çok etkilenmiştim. Epey güzel bir film olabilir zira kafamda bir film gibi oynamıştı kitabını okurken.

  2. Avatar for Ufuk Ufuk dedi ki:

    Hiç biri hakkında bir gelişme olmamış. Bende sen yazınca izleyecek bir şeyler buldum diye sevinmiştim.

  3. Avatar for Agape Agape dedi ki:

    Olur inşallah belki de yazıdaki gibi piyasanın biraz dinginleşmesi bekleniyor olabilir ama bu yamyamlar piyasayı da hiçbir zaman boş bırakmayacaklardır. Buna eminim. Ursula’dan birkaç film izlemek isterdim.

  4. Avatar for Bay_Karamsar Bay_Karamsar dedi ki:

    “Yalan, hem söyleyenin hem de söylenenin inandığı bir şeydir.” O romandan sezinlediğim mesaj buydu. Her şeyin ikinci yarıda çözülmeye başladığı bir film olur. Çünkü ilk yarıdaki yolculuk kısmı, o mesajın altyapısına yatırım mahiyetinde gibiydi. Filmin temposu da bir iki olay haricinde sakin geçerdi. Konu ve tarzı gereği, ana akım sinema örneği olmazdı. Kendi yağında kavrulan bir filmcik.

  5. Avatar for Agape Agape dedi ki:

    Okuma deneyimi de sakindi zaten. Dediğin gibi bir aksiyon yoktu ama yolculuk ve son gereği gerçekten beni etkilemişti. Daha çok yine dediğin gibi kendi yağında kavrulurdu ama bana öyle geliyor sanatsal bir yönü de olurdu. Yine de film olarak görmek isterdim. Bence Shingler konusu ve ellerindeki o zihinsel teknoloji gayet vurucuydu. Ürkütücü olması da yanına kar kalırdı. Ben “Biz Hep Şatoda Yaşadık” filmi gibi olacağı düşüncesindeyim. Sanırım ikisini de filmdeki aksiyon olarak düşünürsek sadece neredeyse örtüştüğünü söyleyebiliriz. Yolculuktaki o geçtiği yerlerin tuhaf ambiansı bile harika olabilirdi. :smiley: Böyle gizemli, bulanık, ürkütücü şeyleri seviyorum galiba. Yine de filmi çekilmese bile ben kafamda filmini çoktan çektim ve izledim. Beni tatmin etti. :sweat_smile:

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

1 cevap daha var.

sihirli uyumsuzlar neil patrick harris 1

Neil Patrick Harris’ten Büyülü Bir Macera: “Sihirli Uyumsuzlar” Raflarda

The Witcher Of Flesh and flame

Dark Horse Duyurdu: Yepyeni Bir Witcher Çizgi Romanı Geliyor!