Antik Mısır mezarları, aradan geçen binlerce yıla rağmen hâlâ hoş bir koku saklamayı başarabiliyor. Yeni araştırma eski Mısır’daki cenaze ritüellerinde kullanılan aromatik bitkileri gözler önüne serdi.
Pisa Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışma, Antik Mısır mezarlarının kalıcı aromatik özüne ışık tutarak mersin ve ölmezotu gibi bazı aromatik bitkilerin tespit edilebilir uçucu organik bileşikleri yaklaşık iki bin yıl boyunca koruduğunu ortaya koyuyor.
Journal of Analytical and Applied Pyrolysis dergisinde yer alan çalışma, antik çağlarda cenaze törenlerinde yoğun olarak kullanılan bu kokuların kalıcılığını araştırıyor. Aromatik özellikleri nedeniyle saygı gören mersin ve ölmezotu, genellikle mumyaları süsleyen ve Roma ve Yunan dönemlerinde uygulanan ayinlerde önemli roller üstlenen gömme geleneklerinin merkezinde yer alıyordu.
Pisa Üniversitesi’nden Dr. Federica Nardella ve ekibi, mersin ve ölmezotu örneklerini incelemek için evrimsel gaz analizi-kütle spektrometresi ve çift atışlı analitik piroliz-gaz kromatografisi-kütle spektrometresi gibi sofistike bilimsel yöntemler kullandı. Örnekler, 19. yüzyılda toplananlardan Mısır’ın Feyyum kentinden çıkarılan ve yaklaşık MS 1 ila MS 400 yıllarına tarihlenen antik örneklere kadar uzanıyordu.
Araştırmacıların bulguları, bu aromatik bitkilerin yüzyıllar sonra bile uçucu organik bileşikleri koruduğunu ve uzun süreli koku etkilerini teyit ettiğini gösteriyor. Aromanın, ölen kişinin yeniden canlanmasında önemli bir rol oynadığına inanılıyordu. Haliyle kokunun potansiyel olarak nefes almalarını teşvik edici bir rolü vardı. Dahası ölmezotu çiçeğin solmayan doğası muhtemelen ölümden sonra hayatta kalmayı sembolize ediyordu ve altın rengi ilahi dönüşümü çağrıştırıyordu.
Antik Mısır’ın Kalıcı Kokularını Ortaya Çıkarmak
Çalışmanın sonuçları antik kokular alanının ötesine uzanıyor. Özellikle benzer şaşırtıcı korumalar diğer antik eserlerde de gözlemlenmişti. Örneğin bir araba kazasında öldüğü düşünülen Tutankamon’un mezarında arkeologlar, düşük su içeriği ve asidik özellikleri nedeniyle 3.000 yıl sonra bile tatlılığını koruyan bal keşfettiler.
Daha yakın tarihli bir bulguda ise daha önce ortaya çıkarılan bir Mısır kraliçesinin mezarında, bazı kaplarda hâlâ 5.000 yıllık şarap izleri bulunan, son derece iyi korunmuş yüzlerce şarap kavanozu sergilendi. Ayrıca Almanya’da 1.700 yıllık sıvı şarap içeren bir şişe bulunmuştu. Bilim insanları şarabın muhtemelen tatsız olmasına rağmen hâlâ içilebilir olabileceğini düşünüyorlardı.
İlginizi çekebilir: Eski Mısır’ın Parfümleri – Unutulmuş Kokuların İzini Sürmek
Bu araştırma sadece antik aromaların kalıcı özünü vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda tarihe gömülmüş çeşitli maddelerin şaşırtıcı uzun ömürlülüğünün de altını çiziyor. Bulgular zamanın sınırları içine hapsedilmiş koku ve tatların kalıcı doğasına ilişkin benzersiz bir içgörü sağlayarak geçmişle duyusal bir bağı koruyor.
Antik Mısır mezarlarındaki kokulara dair yürütülen bu araştırma hakkında sizin görüşleriniz neler? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum‘da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News‘ten takip edebilirsiniz.
Kaynak: IFL Science
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.