in ,

Büyük Depremleri Yaklaşık 2 Saat Önceden Tespit Edebilen Bir Sistem Geliştirildi

Büyük depremleri önceden tespit ederek uyarı gönderebilecek bir sistem geliştirildi. Bilim insanları, kritik bir keşfin eşiğinde.

Büyük Depremleri Tespit Eden Sistem
- Reklam -
- Reklam -

Büyük depremleri önceden tespit etmek bugüne dek mümkün değildi. Ancak yeni bir araştırma, deprem bölgesinde yaşayan milyonlarca insan için umut olabilir.

Mevcut deprem uyarı sistemleri en iyi ihtimalle depremin gerçekleşmesinden yalnızca 1-2 dakika önce bir farkındalık yaratabilecek seviyede. Uzun yıllar boyunca süren ve daha iyi bir erken uyarı işareti bulmaya yönelik araştırmalar (yeraltı sularının jeokimyasındaki dalgalanmalar, yukarı atmosferdeki elektromanyetik etkiler ve hatta hayvan davranışlarındaki değişikliklerin incelenmesi gibi çalışmalar) sonuçsuz kaldı. Bununla birlikte birçok kişi depremi önceden haber verecek türden ipuçlarına dahi şüpheyle yaklaşıyor.

Ancak geçen günlerde Science dergisinde yayımlanan bir makale tüm bilinenleri değiştirebilir. Bu araştırmaya göre bilim insanları, büyük depremler öncesinde fay hattında meydana gelen ve fark edilmesi son derece zor kırılmalar tespit ettiklerini ifade ediyor. Mevcut izleme sistemleri henüz bu sinyalleri gerçek zamanlı olarak belirleyemiyor olsa da bu keşif, deprem bölgelerinde yaşayan kimselerin deprem öncesinde güvenli alanlara tahliye edilebileceği bir geleceğe ışık tutuyor.

- Reklam -

Berkeley’deki California Üniversitesi’nden sismolog Richard Allen keşif hakkındaki düşüncelerini şöyle ifade ediyor:

“Bir fay kırılmasının başlangıcını önceden bilme düşüncesi oldukça büyük bir şey. İştah kabartıcı bir şey.”

Depremler, Dünya’nın kabuğunun bir fay boyunca birbirine kenetlenmiş iki bloğunun gösterişli bir biçimde kayana dek basınç oluşturmasıyla meydana geliyor. Araştırmacılar, bu kırılmanın depremin meydana gelmesine yakın bir anda mı yoksa yavaşça başlayıp önceden tespit edilebilir bir şekilde hızlanarak mı oluştuğunu uzun süredir tartışıyor. Côte d’Azur Üniversitesi’nde jeofizikçi olan Quentin Bletery, böylesi haberci hareketlerin münferit olarak görüldüğünü fakat bu türden işaretlerin hiçbir zaman tüm depremler için geçerli sayılmadığını söylüyor.

Büyük Depremler, GPS İstasyonlarındaki Sinyaller Üzerinden İncelendi

Bletery ve araştırma ortağı Jean-Mathieu Nocquet, bir dizi büyük depremde elde edilmiş verileri bir araya getirdikleri takdirde erken bir kayma belirtisi tespit edip edemeyeceklerini merak etti. İkili, son 20 yılda meydana gelen; şiddeti 7 ve üzeri olan 90 depremden elde edilmiş verileri kullanmaya karar verdi. Deprem bölgeleri yakınlarında bulunan ve arazinin hareketini birkaç milimetrelik hata payıyla her beş dakikada bir ölçen GPS istasyonlarından ulaştıkları kayıtları derlediler. Böylelikle, ana kırılmaların 48 saat öncesine kadar yaşananları gösteren 3.000 üzerinde zaman dizisi ortaya çıktı.

İncelemeler sonucunda Bletery ve Nocquet, ilk 46 saatlik zaman dilimine dair kayıtların işlevsiz olduğu sonucuna vardı. Bletery, depremin hemen öncesindeki 2 saatte ise ana kırılma meydana gelmeden fayların kaymaya başladığını gösteren bir hareket artışına dair belirtiler bulduklarını kaydetti.

Büyük Depremleri Tespit Eden Sistem - GPS

Yer hareketindeki bu artışın tesadüfen depremin hemen öncesinde meydana gelmiş olma olasılığı düşük görünüyordu. Ancak ikili bunu netleştirmek için depremle ilgisi olmayan GPS verilerinden rastgele 100.000 zaman dilimini analiz etti ve benzer bir durumun deprem olmayan zamanların yalnızca %0,03’ünde gerçekleştiğini gördü. Bletery bu durum karşısında şu yorumda bulunuyor:

“Bu bize depremlerin doğası gereği tahmin edilebilir olduğunu gösteriyor. Ancak bunu söyleyebilmek için çok daha fazla veriye ihtiyacımız var.”

Araştırmalar Sürecek

Bletery, verilerinin mükemmel olmadığını kabul ediyor. Verilerin çoğu; test, ölçüm ve kontrol işlevlerini yerine getirecek araçlarla donatılmış fay bölgelerinden elde edilmiş durumda. Örneğin, ikilinin kullandığı zaman dizilerinden 355’i, 2011 yılında meydana gelen 9 büyüklüğündeki Tohoku depremine aitti. Bu deprem, veriler üzerinde o kadar büyük bir etkiye sahipti ki bilim insanları, haberci hareketin bu veriler kullanılmadığında da var olduğunu doğrulamak için bu depreme ait verileri kullanmadan da deneyi tekrarladı. Haberci hareketin varlığı bu durumda da korunuyordu. Ancak bu hareket o kadar belli belirsizdi ki yalnızca tüm veriler bir aradayken görünür oluyordu. Bletery bunu şöyle açıklıyor:

“Sadece bir veya iki depremi kaldırırsanız, yine de onu görebilirsiniz ancak depremlerin yarısını dışarıda bıraktığınızda görmek oldukça zor.”

- Reklam -

Stanford Üniversitesi’nden Paul Segall, bulguların ilgi çekici ve etkileyici olduğunu kabul etmekle beraber çokça sorgulanacağını belirtiyor. Örneğin kendisi, ekibin GPS verilerindeki genellikle büyük depremlerden önce meydana gelen küçük öncü şoklardan kaynaklanması muhtemel veri kirliliğini başarıyla bertaraf ettiğinden emin olmadığını söylüyor.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’ndan jeofizikçi Andrew Barbour ise 2 saatlik zaman diliminin nasıl belirlendiğine dair şüphelerine dikkat çekiyor:

“İstatistikler doğruysa, deprem davranış çeşitliliği göz önüne alındığında, belirlenen 2 saatlik bu keyfi zaman ölçeğinin nereden geldiğini anlamak zor. Buna dair tatmin edici bir açıklama sunmuyorlar.”

Büyük Depremleri Tespit Eden Sistemler

Yakın Zamanda Kullanılamaz

Kansas Üniversitesi’nden Noel Jackson, bu türden haberci hareketlerin yakın bir zamanda uyarılar için kullanılmayacağını söylüyor. Teknikleri, kırılmanın hangi yönde ilerleyeceğini önceden bilmeyi gerektiriyordu. Ve tek bir faydaki zayıf bir kayma işaretini tespit etmek için, araştırmacıların çok daha hassas ve çok daha fazla GPS istasyonuna ihtiyaç duyacak. Bununla birlikte deprem bölgelerinin birçoğu hiçbir ölçüm cihazına sahip değil. Bu nedenle araştırmacılar her büyük depremin aynı şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmiyorlar.

Bletery bunu şu sözlerle itiraf ediyor:

“Bu her zaman oluyor mu? Bu soruyu cevaplamaktan uzağız.”

Gelecek dönemde bu soruların cevapları aranacak ve belki de deprem insanlık için kaçınılmaz bir felaket olmaktan çıkacak. Görünen o ki bu olasılığın varlığı dahi gelecek için umut verici bir nitelikte.

Siz bu keşif hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google Haberler’den takip edebilirsiniz.

Kaynak: Science

M. Yusuf Kaba

2002 yılında İstanbul'da doğdum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğrenim hayatıma devam ediyorum. İlgi alanlarım arasında kitaplar, animasyon yapımları ve oyunlar yer alıyor. Aynı zamanda amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşıyorum.

1 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Epichan Epichan dedi ki:

    Bu tür çalışmalar tabi ki çok önemli ama isterse 2 saat önceden haber versin. İstanbul’u tahliye edemezler. Şehircilik İstanbul için sıfır. MÖ 3000’lerde yapılan şehirler bile daha düzgün dizayn edilmiş.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Invincible 2. Sezon Fragmanı Yayınlandı

“Invincible”ın 2. Sezonu ile Atom Eve’e Odaklanan Özel Bölümünden Yeni Fragmanlar

Cinderella's Curse - Külkedisi Korku Uyarlaması

Klasik Peri Masalı “Külkedisi” Kanlı Bir Korku Filmine Uyarlanıyor: “Cinderella’s Curse” İlk Bakış