Ethem Yekta Ulaş
NASA’nın Perseverance keşif aracı Mars’ın geniş Jezero Krateri’nin tabanında eski bir göle dair kalıntıları ortaya çıkardı. Yeni gözlemler ile Kızıl Gezegen’de mikrobiyal düzeyde de olsa yaşam ihtimali yükseldi.
Perseverance, Kızıl Gezegen’in 45 kilometre uzunluğundaki devasa bir alanı olan Jezero Krateri’ne inişinden bu yana bir zamanlar önemli bir göl ve nehir deltası olduğuna inanılan kalıntıları keşfetme görevini sürdürüyor. Gelişmiş bilimsel aletlerle donatılmış olan keşif aracı, kraterin yüzeyini özenle tarayarak eski yaşamın ipuçlarını ararken gelecekte Dünya’ya geri gönderilmek üzere çok sayıda numune toplayıp depolamaya da devam ediyor.
Kaliforniya Üniversitesi ve Oslo Üniversitesi’nden araştırmacılar Mars yüzeyinin altındaki gizemlerin çözülmesinde önemli bir rol oynadılar. Perseverance’ın Radar Imager for Mars’ Subsurface Experiment (Mars’ın Yeraltı Deneyi için Radar Görüntüleyici) aracını kullanarak krater tabanında zaman içinde tortu katmanlarının oluşumuna dair benzeri görülmemiş bilgiler ortaya çıkardılar.
26 Ocak’ta Science Advances dergisinde yayımlanan çalışmanın başyazarı, RIMFAX’ın baş araştırmacı yardımcısı ve Kaliforniya Üniversitesi’nde profesör olan David Paige, jeolojik yapıyı anlamak için yüzeyin altına bakmanın gerekliliğini vurguladı. RIMFAX cihazı Mars toprağına 10 santimetre aralıklarla radar dalgaları göndererek, krater tabanının yüzey altı profilini oluşturmak için yaklaşık 20 metre derinlikten gelen sinyalleri ölçüyor.
Mars’ın Sessiz Tanığı: Perseverance Keşif Aracı Jezero Krateri’nde Yaşam İzleri mi Keşfetti?
RIMFAX’tan elde edilen veriler bir zamanlar Jezero Krateri’ni dolduran suyun tortu biriktirdiğine dair açık işaretler ortaya koydu. Böylece Perseverance tarafından toplanan tortu örneklerinde potansiyel izler bırakan mikrobiyal yaşamın o dönemde gelişmiş olabileceği ihtimali ortaya çıktı. Araştırmacılar Dünya’nın tabakalarına benzeyen tortu katmanları oluşturan iki farklı çökelme dönemi tespit etti.
Gölün su seviyesindeki dalgalanmalar Perseverance’ın Mayıs ve Aralık 2022 tarihleri arasında geçtiği devasa bir deltanın oluşmasına yol açtı. Radar ölçümleri ayrıca deltanın altında, ilk tortu birikiminden önceki erozyona atfedilen düzensiz bir krater zemini ortaya çıkardı. Mars gölü yavaş yavaş kurudukça, krater içindeki tortu katmanları aşınmış ve bugün gezegen yüzeyinde görülebilen ayırt edici jeolojik özellikler ortaya çıkmıştır.
Araştırmacılar yeni bulgular üzerine daha fazla eğilip “Kızıl Gezegen’de gerçekten de yaşam var mıydı?” sorusuna kesin bir cevap aramaya devam ediyor.
İlginizi Çekebilir: Mars Yüzeyinin Altında Radyoaktif Bir Magma Okyanusu Tespit Edildi
Yeni bulgular konusundaki görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazla bilim haberi için bizi Google News’ten takip edebilirsiniz.
Kaynak: Space
Gerçek olayı açıklıyorum.
Aslında Alfa centuri de bulunan bir uygarlık milyonlarca yıl önce Mars’ı ve Terra’yı yani bizim dünyamızı kolonileştirmiş. Bu esnada Alfa Centuri de bulunan gelişmiş uygarlık başka bir güneş sistemindeki uygarlık ile uzun süreli bir savaşa tutuşunca Mars ve Terra kolonileri ile bağlantısı kopmuş.
Yanlız bu arada Mars ve Terra arasında bazı anlaşmazlıklar yıkıcı savaşlara neden olmuş ve uygarlıkları çökmüş. Mars da bu olayların üstüne bir de büyük iklim krizleri yaşanınca önce uygarlık sonra canlı yaşamı çökmüş.
Bizim gezegenimiz olan Terra da ise uygarlık çökmüş ancak yaklaşık 75000 yıl önce uygarlık yeniden filizlenmeye başlamış.
İnanmayanlar gelmiş geçmiş en büyük Terra tarihçisi PKD’nin Gelecek Seneyi Bekle isimli tarih kitabına bakabilir.