4.500 Yıllık Dışkı Kalıntısı Sayesinde Stonehenge’i İnşa Edenlerin Beslenme Alışkanlıkları Ortaya Çıktı

Stonehenge anıtını inşa eden insanlar hakkında araştırmalar devam ediyor. 4.500 yıl öncesinden kalan bir dışkı, dönemin beslenme alışkanlıklarına yeni bir bakış getirilmesini sağladı.

Birleşik Krallık’ta bulunan Stonehenge’i inşa eden kişilerin dışkısında parazit tespit edildi. Cambridge Üniversitesi’nde görev alan araştırmacılar, o bölgedeki topluluğun kış ziyafetleri sırasında hayvanların iç organlarını yediğini de kaydetti.

Yaklaşık olarak 5.000 yıllık bir tarihe sahip olan Stonehenge, ayakta duran bir grup taştan oluşuyor. Anıtı inşa eden kişilerin taşlara yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki Durrington Duvarları’nda yaşadığı tahmin ediliyor.

Yerleşim yerinin ise çoğunlukla kış mevsiminde ve 10-50 yıl kullanıldığı tahmin ediliyor.

Bilim insanları, Durrington Duvarları’nda ortaya çıkartılan 4.500 yıllık 19 dışkı fosilini incelemeye tabi tuttu. Örneklerden 4’ü köpeklere, biri ise insana aitti. Dışkılarda çeşitli parazit solucanlarının yumurtalarının yer aldığı fark edildi.

Araştırma ekibi, bu yumurtaların birçoğunun, kış şenlikleri sırasında inşaatçılara servis edilen az pişmiş et yemeklerinden geldiğini öngörüyor. Bölgedeki köpeklerin de büyük ihtimalle bu yemeklerin artıklarından beslendiğini düşünüyor.

Stonehenge Yakınlarında Bulunan Dışkı, Bugüne Dek Tespit Edilen En Eski Parazit Solucanı Kanıtı

Öte yandan bu keşif, Birleşik Krallık’ta bugüne dek tespit edilebilen en eski parazit solucanı kanıtı olmasıyla da ayrı bir öneme sahip.

Parasitology adlı dergide yayımlanan makale, Stonehenge’in inşasında görev yapan kişilerin hayatları ve beslenme düzenlerine taze bir bakış açısı sağlıyor.

Araştırma ekibinde görev yapan Piers Mitchell konuya dair şöyle konuştu:

“Sığırların iç organlarını, özellikle karaciğerlerini yediklerini gösteriyor. Çünkü bu parazitler burada yaşıyordu.”

Michell ayrıca şölenin nadir ve özel günlere has olup olmadığını bilmediklerini de sözlerine ekledi.

Araştırma ekibinde bulunmayan bir başka arkeolog Mike Pitts, bulguların “heyecan verici” olduğunu şu sözlerle paylaştı:

“O zamana dair çok az bilgi var. Bu yüzden geçmişe açabileceğimiz her yeni pencere çok değerli.”

UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde de yer alan megalitler ve o dönemin insanına dair araştırmalar devam edecek.

Siz bu arkeolojik keşif hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.

Kaynak: The Independent