Malumunuz, V For Vendetta‘yı bir kerecik okuyan ya da izleyen herkes için 5 Kasım apayrı bir anlam taşımaya başlıyor. İngiltere Parlamentosu’nu havaya uçurma girişiminde yakalanıp idam edilen Guy Fawkes’tan yola çıkarak yazılan o gizemli kahramanının (veya anti-kahraman mı desek?) macerasını kim kolay kolay unutabilir ki zaten? Görünen o ki JBC Yayıncılık da bizim gibi düşünüyor. Çünkü Alan Moore‘un bu kült eserini çok uzun bir süre önce söz verdikleri gibi nihayet bizimle buluşturuyorlar. Hem de öyle eski boyutlarıyla değil, ebat olarak da içerik olarak da genişletilmiş bir hâliyle!
Çizgi roman aynı Guy Fawkes gibi kendini Parlamento’yu havaya uçurmaya adamış ve Fawkes’a benzeyen maskesiyle bir adalet dağıtıcı, intikamcı, V’nin etrafında gelişiyor. Tanıdık atmosferiyle distopik bir İngiltere siyasetinde yolculuğa çıkarıyor bizleri. Hükümet, halkın dikkatini başka şeylere çekmek için numaralar çeviriyor ve medyayı lehine kullanıyor. Gece sokağa çıkma yasağı var, insanların duyguları ve zihinleri uyuşturulmuş, eşcinsellik ve göçmenlik kavramları akıllardan silinmeye çalışılıyor. Tüm bunlara kayıtsız kalan halkı arkasına almaya çalışan porselen maskeli baş kahramanımızın öyküsü V for Vendetta. Devrim yakın mıdır, halk yönetimi eline alabilecek midir?
V For Vendetta‘nın arka kapak yazısı şu şekilde:
“Hatırla, 5 Kasım’ı hatırla!”
“Korkunçtu. Kimse Britanya’nın bombalanıp bombalanmayacağını bilmiyordu. Annemin, ‘Artık Afrika diye bir yer yok,’ dediğini hatırlıyorum. Ağzından çıkan tek şey buydu. Ölen bütün aslanları ve filleri düşününce ağladım. Sadece yedi yaşındaydım.”
Yeryüzünün çehresini değiştiren korkunç bir savaş patlak verir…
Özgürlük ve bireysellik namına ne varsa tarihe karışır…
Politik özgürlükten eser olmayan bir dünyada kişisel özgürlüklere dair ne varsa, beyaz porselen maskeli ve gizemli bir adamın zorbalara karşı verdiği mücadeleye bağlıdır…
İdeolojik iyilik ile kötülük arasındaki çizgilerin bulanıklaştığı baş döndürücü bir hikâye!
Zamanını aşıp evrenselliğe göz kırpan bu çizgi roman klasiği Güneş Becerik Demirel‘in çevirisi ve Banu Erdoğdu ile Aslı Dağlı‘nın editörlüğüyle, 396 sayfalık ciltli edisyon olarak raflardaki yerini almaya başladı bile.
Bildiğiniz gibi çizgi romanın Dostoyevski’si olarak anılan Alan Moore’un bu kült mertebesine erişmiş eserinin bir de film uyarlaması var. Filmin çizgi romanın başarısız bir uyarlaması olduğunu belirtenler de var. Hangisinin doğru olduğunu öğrenmenin en iyi yolu 5 Kasım’ı V for Vendetta okuyarak hatırlamakta…