Ülkemizde daha önce Metis Bilimkurgu Dizisi kapsamında okurlarla buluşan Postacı (The Postman), İthaki Bilimkurgu Klasikleri kapsamında yeniden bizlerle. David Brin‘in ilk kez 1985 yılında yayımlattığı roman, dünya çapındaki bir savaştan sonra yerle bir olan Amerika’da yaşananları konu alıyor. Çorak topraklarda dolaşırken bir postacı üniforması bulan Gordon Krantz, sırf ısınmak için bu kıyafeti alıp giyer. Ama onu gören insanlar beklenmedik bir şekilde Gordon’a umut bağlar ve kendisinin yeniden kurulan devlet düzeninin temsilcisi olduğuna inanırlar.
En İyi Bilimkurgu dalında Locus ve John W. Campbell ödüllerine layık görülen Postacı, aynı zamanda Hugo’ya da aday gösterilmiş ama kazananamış. Roman daha sonra, 1997’de başrolünü Kevin Costner‘ın oynadığı bir filme de çekilmişti. Film ülkemizde “Haberci” adıyla gösterime girmişti.
Kitabın arka kapak yazısı şöyle:
Locus En İyi Bilimkurgu Romanı Ödülü
Hugo En İyi Roman Ödülü Adayı
John W. Campbell En İyi Bilimkurgu Romanı Ödülü
“Büyük Düşlerin Tümü de Yok Olmuşa Benziyordu. Bütün İyi Adamlar Onları Korurken Öldüler.”
Postacı, alternatif bakış açılarını benimsemede usta bir bilimkurgu yazarı olan David Brin’in erken dönem eserlerinden biri ve bir bakıma döneminin kasvetli gelecek düşüncelerine cevabı. Kendi sözleriyle, “…ne kadar çok şeyi fazlaca önemsemeden varsaydığımızın, bugün bizi birbirimize bağlayan o küçük lütufların eksikliğini ne kadar çok çekeceğimizin hikâyesidir.”
Bazı yalanlar, gerçeğe dönüşmeye ya da onu kendilerince değiştirmeye eğilimlidir. İyi bir kurgu, hakkı verilmiş bir rol gerçeğe baskın çıkma potansiyeli barındırır. Kıyametsavaşı ertesinde umut, işte bu tür yalanlardan biriydi.
Uygarlığımız her an çökebilir. Hükümet, ordu dağılabilir. Öyle ki sanayi dünyası tek bir makinenin dahi çalışmadığı, giderek yabanileşen insanların yalıtılmış kasabalarda tıkılıp kaldığı ve kıtaların boylu boyunca kanunsuz topraklar halinde uzandığı bir cehenneme dönüşebilir. Ama umut; baştan başlamanın, arınmanın umudu bütün nükleer savaşlardan, toplu yıkımdan ve yalıtılmışlıktan sağ çıkmaya muktedir.
Sönmez Güven‘in daha önce Metis Bilimkurgu Dizisi için yaptığı çevirinin gözden geçirilmiş hâliyle yeniden basılan roman 27 Haziran‘dan itibaren raflardaki yerini alacak. Keyifli okumalar dileriz.
İthaki çevirileri pek iyi değil diye düşünüyorum. Ama listeme ekledim bu kitabı.
Haberde de belirttiğim gibi, Sönmez Güven’in Metis çevirisi kullanılmış kitapta. Sönmez Bey’in çevirilerini severim ben.
Ayrıca İthaki’nin çevirileri de çoğu yayınevinden daha iyidir. Bu gözler ne 6:45’ler, Kabalcılar, Sarmallar, Ren, Beyaz Balina… Altın Kitapların eski çevirileri… neler gördü neler
Bazen İthaki’de çok yazım hatası oluyor ama maalesef. Onu da çözebilseler süper olacak.
Katılıyorum ama sanırım kabullenemiyorum. İthaki gibi bir yayınevine yakıştıramıyorum sanırım. Beklediğimiz onlarca kitap var ve olacaktır. Senelerce de bekliyoruz gerektiğinde. Bu rahatsız edici hataların giderilmesi için iki ay daha beklememiz lazımsa eğer beklemeye değer diye düşünüyorum.
Çok daha kötülerini gördük fakat bu kulvarda tek olan ve önemli eserler basan bir yayınevine bu hataları yakıştıramıyorum. Ortalama 5-10 arası hatayı hatadan saymıyorum bu arada. Genel olarak sorunlu kitaplar benim canımı sıkan.
Asıl kahramanları bir şeyler yapmaya zorlayan, sıradan insanın içindeki kahramanı orataya çıkaran, zoraki kahramanlığa sürüklenmiş ana karakteri vesilesiyle bu kitaba karşı özel bir sevgi besliyorum. Roman hakkında bir şeyler yazıp eski forumda paylaşmıştım. Yazıya buradan ulaşılabilir.