İnsanlık Deneyi

- Reklam -

Giddar, Beşlerin Çağı ve Maderzad Palas gibi eserleriyle tanınan Erbuğ Kaya, geçen haftalarda raflara gelen İnsanlık Deneyi isimli romanının yazım sürecini anlattı.

Uzun zaman önce Kayıp Rıhtım’da da yayınlanan Var Olmayanı Hayal Etmek yazımı bu şekilde bitirmiştim:

“İnsan hayal kurmaktan vazgeçmeyecek. Bu, doğasının gereği. O hayal kuruldu, kuruluyor, kurulacak. Çarpıklıklar, hatalar, acılar alternatif yollarla bu hayal sayesinde çözülecek. Daha başka yerlerde, henüz gerçekleşmemiş gelecekte olabilecek olanın hayali, insanların kendi iç dünyalarında gerçekliğe kavuşacak ve insanlık hiç yaşamadığı iyiyi hayal edecek, hiç yaşamadığı kötüye hazırlıklı olacak.”

- Reklam -

Böyle düşünmekten, dünyanın gerçeklerini temel alarak hayal kurgulamaktan hiç vazgeçmedim. Giddar ve Beşlerin Çağı’nda inancıyla vicdanı körelen insanı, kendini tanrı gibi gören gücü, Maderzad Palas’ta kendi çıkarı için çocuklara bile acımayan o korkunç kötülüğü sorguladım. Çevremde, ülkemde ve dünyada olanları izleyip anladıklarıma, hissettiklerime başka düzlemlerde yorumlar getirmeye çalıştım. Elbette odağımda her zaman insan vardı.

Bu sefer geleceğe, geleceğin olasılıklarından birine baktım. Nano teknoloji, 5G, kuantum mekaniği, genetik düzenlemeler, trans hümanizm, yapay zekâ, yapay zekâ geliştiren yapay zekâ… Sosyal ağın tuhaf bilgeliğinde yepyeni bir çağa giriş yapıyoruz. Fütürizmin kapıyı çaldığı, öğrenen ve insan gibi sanat üreten makinaların konuşulduğu, insan bedeniyle akıllı makinaların birleştirilmesinin (trans hümanizm) yeni sanat türleri sayıldığı bir çağa giriyoruz. Hem de öyle tedirgin bir kedi gibi koklaya koklaya, anlaya anlaya değil, son sürat, sonuçlarını hesaplamadan giriyoruz. Her yandan yepyeni tuhaf gelişme haberleri geliyor. Peki tüm bu kaotik ilerlemenin içinde insan nerede? İnsan artık hayatını neyle ölçüyor? Karşında hisleri de olduğunu düşünen bir makine varken dostluğu, sevgiyi, aşkı, hatta ihaneti, bencilliği ve benzeri hislerini nereye koyacak insan? Veya o insana özgü kırılganlığın önderliğinde elindeki o muhteşem yeni bilgilerle neler yapacak?

İnsanlık Deneyi’nin baş karakteri ve geleceğin yapay zekâ profesörü Bekir Petridis, aklının bir tarafı geçmişin hislerine takılmış, geleceğe yön verirken kendi hayatının dengesini nasıl sağlayacak?

Buna benzer sorularla İnsanlık Deneyi’nin ilk cümlelerini 2015 yılında yazmaya başladım.

Funda’yla uzun süre metni yoğurduk. Funda, ailem ve yakın dostlarımla öykü üstüne geceler boyu sohbetler ettik. Yeniden yazmalar, araştırmalar, düzenlemeler… Yazma macerasının en sevdiğim kısmı böyle anlardır. Kitaba son noktayı 2019 Mart ayında koydum. Diyar ve şehir fantazyasından sonra bir bilimkurgu yazmak farklı kaynaklar üzerinde araştırma yapmak, gündemi yakından takip etmek demekti. Sırf bu sebeple bile keyifli bir deneyimdi. Bu araştırmaların ve gözümü geleceğe dikmenin İnsanlık Deneyi dışında bir başka roman, bir romancık (novella) ve iki öykü gibi getirileri de oldu. Umarım ileride bir gün onları da beğenilerinize sunarım.

İnsanlık Deneyi’nin son halini Doğan Kitap editörü sevgili Hülya Balcı’yla paylaştım ve 2019 Mayıs ayında Doğan Kitap’la sözleşme imzaladık. Hülya’yla keyifli bir çalışma yaptık. İnsanlık Deneyi’nin Doğan Kitap 2020 programında, mayıs ayında yayınlanmasına karar verilmişti ancak malumunuz o sırada pandemi başladı ve yayın tarihi kasım ayına kadar ötelenmek zorunda kaldı.

- Reklam -

Türkiye’nin en büyük yazılım firmalarından birinde görsel tasarım ve kullanıcı deneyimi birim müdürü olarak çalışıyorum. Tasarımcı olmanın avantajıyla daha önceki üç kitabın kapağını da arkadaşlarımla birlikte yapmıştık. Yine öyle oldu. Kapak tasarımını takım arkadaşım Hasan Taşdelen yaptı.

Onca maceradan sonra İnsanlık Deneyi Doğan Kitap’tan yayınlandı. Şimdi işin diğer keyifli tarafındayım ve okuyucuların yorumlarını heyecanla bekliyorum. Elbette yazmaya devam ediyorum.

İnsanlık Deneyi’nin giriş sayfası

“Havva daha güzel bir yaşamın ilk adımı olacak. Bir gün gelecek, tüm işleri, ürettiğimiz yapay zekâ androidlere teslim edeceğiz. İnsan sadece bilim ve sanatla ilgilenecek. Bunları ekmek parası için değil, entelektüel beynini geliştirmek amacıyla yapacak. Çünkü para kavramı olmayacak. İnsanlar gelecek kaygısı olmadan huzur içinde yaşayacak. Biri suç işlediğinde onu hapse değil akıl hastanesine yollayacağız. Evet, Havva ütopik bilimsel-sosyalizmin ilk adımı olacak.”
– Cengiz Edilzade

Yıllardır fantastik, bilimkurgu ve korku türleri başta olmak üzere edebiyata verdikleri katkılarından dolayı Kayıp Rıhtım’a teşekkür ediyorum.

Sevgi ve saygılarımla,