in ,

Çocukluğun Soğuk Geceleri: Tezer Özlü’nün İlk Romanından Etkileyici Alıntılar

Türk edebiyatının büyük isimlerinden Tezer Özlü’nün ilk romanı “Çocukluğun Soğuk Geceleri”nden dikkat çeken, can yakan alıntılar!

Çocukluğun Soğuk Geceleri - Tezer Özlü alıntıları
- Reklam -
- Reklam -

Tezer Özlü’nün yalnızca 67 sayfaya kocaman bir yaşam sığdırdığı Çocukluğun Soğuk Geceleri romanından etkileyici alıntılar!

“Tezer Özlü’nün bu ilk romanı, yaşamın yalnızca başlangıcını oluşturmakla kalmayan, sürekli dönülen, belki de hiç çıkılmayan çocukluğu yansıtıyor,” yazıyor kitabın arka kapağında. Hakikaten de yazar, düz bir zaman çizgisinde ilerlemeyen bu romanında her fırsatta bastırılmış güdülere, gri sokaklara ve çocukluğun soğuk gecelerine dönüş yapıyor. Kopmak istediği oranda içine çekiliyor sanki o yılların, özgürleşmek istediği oranda hapis kalıyor.

Özlü’nün bu romanda kendi anılarını anlatıyor oluşu, okurları etkileyen en önemli unsurlardan biridir diyebiliriz. Çünkü bu anılar yazara olduğu kadar bizlere de ait aslında: Mecburiyetten devam ettirilen sevgisiz ilişkilerin gözlere yansımasını görerek büyümenin getirdiği coşkuyla sevme isteği ve sonrasında gelen tatmin etmeyen birliktelikler, çocukluğun gri ve soğuk gecelerinde hissedilen yalnızlıkla, korkuyla, öfkeyle ve gerçek yaşamın bu olmadığı, daha uzaklarda olduğu hissiyle gelen doyasıya yaşama arzusu ve sonrasında gelen karamsarlık. Bu bunalımlar hepimizin.

- Reklam -

Özlü’nün en büyük başarısı, bu ortak bunalımları yazıya dökmedeki cesareti ve ustalığıdır şüphesiz. Romanın ilk yayın tarihinden bu yana 40 sene geçmesine rağmen hâla üzerinde yazılıp çiziliyor, yeni nesil tarafından benimseniyor olması da buna kanıt niteliğindedir.

İşte Tezer Özlü’nün Çocukluğun Soğuk Geceleri Romanından Akıllara Kazınan Alıntılar

“Günlerdir biriktirdiğim ilaçları avuç avuç yutuyorum. Kusmamak için üzerine reçelli ekmek yiyorum. Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun. Bir haykırış!” (Sayfa 12)

“Bu kadar güzel yemişler varken, insan nasıl ölmeyi düşünür?” (Sayfa 13)

“Pazar günleri…Şimdilerde…Sokak aralarından geçerken…gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim… evlerin pencere camları buharlaşmışsa… odaların içine asılmış çamaşır görürsem… bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek………isterim hep.” (Sayfa 16)

“Yaşam, şimdi ancak kavranılması ve anlaşılması gereken; oysa yaşanması, gerçeğine inilmesi ilerideki yıllara atılan bir yabancı öğe gibi önümüze getirilmiş. Coğrafya derslerine getirilen yerküre gibi. Kimse yaşadığımız mevsimin, günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor.” (Sayfa 23)

“Öfke içinde büyüyoruz. Oturduğumuz semte, sokağa, odalara, eşyalara, kış aylarında güçlükle ısıttığımız, eskimiş, ortası çukur pamuk yataklara öfke duyarak büyüyoruz. Yaşam yalnızca sokaklarda. Bir canlılık var sokaklarda. Güzel olan, gerçek olan, kentin insanları, kalabalık, dış dünya. Dış dünyanın insanın kulaklarına varan uğultusu.” (Sayfa 23)

“Bir şeylere açılmak, bir yerlere koşmak, dünyayı kavramak istiyorum. Dünyanın bize yaşatılandan, öğretilenden daha başka olduğunu seziyorum.” (Sayfa 25)

- Reklam -

“Bu denli çözümsüz, dış olgulara bağımlı bir yaşamın içinde olmamak ne büyük mutluluk. O esir. Her gün yaşlanmaya, her gün kafasından ve gövdesinden bir şeyler yitirmeye esir. Her gün gelişen, her gün büyüyen, tüm çağlara varan bir bağımsızlığın, nesnelere dayanmayan bir özgürlüğün mutluluğuna hiç varmayacak. “(Sayfa 26)

“Caddelere çıkmak, doymak bilmediğim sokaklara bakmak, yeni köşeler keşfetmek, yabancı insanları seyretmek, doyumsuz yaşamı gözlerimden yüreğime indirmek istiyorum.” (Sayfa 33)

Çocukluğun Soğuk Geceleri - Tezer Özlü alıntıları

“Hastalar ancak günlük yaşam içinde, yakınları arasında, davranışlarına hasta denilmeyen insanlar arasında iyi edilebilirler. Çünkü sinir hastalığı da bulaşıcı bir şey. Hem öyle mikrop almakla değil, bir insanın umutsuzluğunu derinden algılamakla bile geçebilir.” (Sayfa 40)

“Neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz?” (Sayfa 44)

“Daha güzel yaşam diye bir şey yok. Daha güzel yaşamlar ötelerde değil. Daha güzel yaşam başka biçimde değil. Güzel yaşam burada. Taksim Alanı’nda. Turşu, pilav, simit, çiçek, kartpostal satan, ayakkabı boyayan siyah kalabalık içinde.” (Sayfa 61)

Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabından yapılan alıntılarda Yapı Kredi Yayınları, 1994 baskısı esas alınmıştır.

Peki siz Tezer Özlü eserleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabını okuma fırsatı buldunuz mu? Esere ve yazara dair yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşmayı unutmayın.


* Tomris Uyar’dan Edgar Allan Poe ve Borges Üzerine

Elif Nur Şafak

İstanbul doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi Çeviribilim ve Sosyoloji öğrencisiyim. İçinde bulunduğumuz dünyayı çok seviyor, her yönüyle tanımak istiyor ve günlerimi bu arzunun peşinden giderek geçiriyorum. Dolayısıyla en büyük tutkum okumak ve de kelimelerin gücüne inanan biri olarak yazabildiğim kadar çok yazmak.

1 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Mitsuha Mitsuha dedi ki:

    Okudum. Kitap boyunca ve bittikten sonra, her nerede görürsem göreyim, küçük bir cümle dahi okusam yine durgunluk hissediyorum. Ama hüzünlü bir durgunluk. Ben yaşamışçasına. Arayıp da bulunamayan içinde kalan ukde gibi.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Biz Diğerleri - Yevgeni Zamyatin

Biz Diğerleri: Yevgeni Zamyatin’in Kült Distopyası 100. Yılında Yeni Çevirisine Kavuşuyor

The Devil All the Time İnceleme

The Devil All the Time İncelemesi: “Bazı İnsanlar Sadece Gömülmek İçin Doğar”