Yazarının Kaleminden: Çırak’ın Seçimi

Çırak’ın Seçimi serüvenimiz 2015 yılının yaz döneminde oynamaya başladığımız bir rol yapma oyunu ile başladı. Kuşadası’nın Güzelçamlı beldesine çadır kampı tatili yapmaya gitmiştik ve akşamlarımızı rol oyunları oynayarak değerlendirmeye karar vermiştik. Bu kararı verdiğimiz sıralarda oynayacağımız oyunun ileride bir kitap projesi olarak tekrar karşımıza geleceğini hiç düşünmüyorduk. Gelgelelim, Çırak’ın Seçimi şu anda yayınlanmış bir eser olarak kitaplığımızda duruyor. Bu bizim için bir rüya gibi; çünkü ikimizin de en büyük hayali böylece gerçekleşmiş oldu.

‘Oynadıklarımızı Neden Kitaplaştırmayalım?’

Çırak’ın Seçimi’ni de kapsayan, gerçek mitolojileri baz alarak kendi mitolojimizi yarattığımız Saklı Mitoloji’nin ortaya çıkışı aslında oldukça basit oldu: Tatilin dönüşünde sorulmuş bir, “Bu oynadıklarımızı neden kitaplaştırmayalım?” sorusu… Bu soruyu takiben araştırma sürecimiz başladı. Ancak dünya mitolojileri o kadar büyük bir denizdi ki, ne kadar kulaç atarsak atalım hiçbir yere ulaşamıyorduk. Mitolojilere ek olarak tarihi, dinleri, antik dilleri, grimoire ismi verilen büyü kitaplarını, okültizmi ve daha birçok şeyi araştırmamız gerekiyordu. Yaz akşamlarını değerlendirmek amacıyla oynanan sıradan bir oyun için bu konulardaki bilgilerimiz yeterliydi. Ancak bir eser ortaya koymak için bize çok daha fazlası gerekiyordu. Gördüğünüz gibi 2019 yılının yaz aylarındayız ve araştırmalarımız hâlâ bitmedi. Çünkü eseri yayınlamak için araştırmalarımızın bitmesini bekleyecek olsaydık, bizi tekrar tekrar diriltecek iyi bir ölüm büyücüsüyle anlaşmamız gerekirdi. Bu yüzden 2018 yılında artık yazım bölümüne geçmemizin iyi bir fikir olacağına karar verdik.

‘İki Kişinin Ortak Eser Yazması Oldukça Zor’

Yazım bölümüne geçtiğimizde yeni bir şey fark ettik. İki kişinin ortak bir eser ortaya koymaya çalışması, araştırma yapmaktan çok daha zormuş (Spoiler: Kavga çıkıyor.). Bu zorluğu aşmak için görev dağılımı yaptık. Bunun sayesinde kitabımız 2018 yılının ekim ayında son halini aldı. Yaşanmış büyük bir savaşın ardından anavatanlarından sürülen büyücülerin kendi topraklarına geri dönme çabasının anlatıldığı İkiz Taçların Efsanesi serisinin ilk kitabı Çırak’ın Seçimi’nin kaderi artık yayınevlerine kalmıştı.

Ne şanslıyız ki, yayınevi arama sürecimiz başladığı anda Ayzıt Yayınevi’nin genel yayın yönetmeni R. Serkan Bozkuş ile tanıştık. Kısa bir incelemenin ardından kendimizi sözleşmeye imza atarken bulduk. Yaklaşık dokuz ay sonra, ki bir doğumun gerçekleşmesi genellikle dokuz ay sürer, çocuğumuz elimize gelmişti. Bu anı sadece şu kelimelerle tanımlayabiliriz. Sonsuz mutluluk…

‘Kitabı Bir Büyünün Dilinden Anlattık’

Tabii ki de herkes, çocuğunun biraz özel olmasını ister. Bu yüzden fantastik eserlerin çoğunda olan ağdalı dili ve kasvetli atmosferi bir kenara bıraktık ve oldukça sade bir dil kullanarak eğlenceli bir çerçeve yarattık. Kitapta karanlık detaylar olsa da gerilimin henüz çok tırmanmamış olmasından ötürü mizahi yanı daha çok ortaya çıkıyor. Ek olarak kitabı bir büyünün dilinden anlattık. Uygulanan kişinin zihninde dolaşmaya yarayan bu büyü o kadar kudretli ki, kurbanın sadece yaşadıklarını değil, onun yaşamını etkileyen başka insanların başlarından geçenleri de gösteriyor.

Şimdiye kadar kitabın en çok eleştiri alan yanı, hikâyenin ABD’de geçmesi oldu. Bunun sebebi Salem Cadı Mahkemeleri’nin hemen ardından Salem’in büyücüler için çok büyük bir korunak noktası olması ve haliyle bu bölgenin ilginç hikâyelere sahip olmasıdır. Türk yazarlar olarak tabii ki biz de Türkiye’de geçen hikâyeler yazmayı planlıyoruz. Özellikle İkiz Taçların Efsanesi serisinde yapılacak bir hatadan ortaya çıkacak ve vampirlerin üzerine yoğunlaşacak olan Yeni Aden serisi, çoğunlukla Türkiye’de geçecek.

Çırak’ın Seçimi henüz çok yeni olduğu için ne kadar başarı göstereceğini tahmin edemiyoruz. Ancak her ne olursa olsun, serinin devamını yazmaya kararlıyız. Şimdilerde serinin ikinci kitabını yazmaktayız. En büyük temennimiz kısa süre içerisinde serinin devam kitaplarını okuyucularıyla buluşturabilmek.

Kısaca Çırak’ın Seçimi bizim için zorluklarla dolu, ancak her adımı keyif veren bir tecrübeydi. Umarız bu tecrübelerimiz, bize verdiği kadar sizlere de keyif verir.
Nil Tibet Cassel – Sena Cassel