2020’nin önemli edebi keşiflerinden birisi de ilk Türkçe Gotik roman Canvermezler Tekkesi oldu. Selim Nüzhet Gerçek’in eserini keşfeden ve Latin harflerine aktaran Merve Köken, kitabın ortaya çıkış macerasını Kayıp Rıhtım okurları için anlattı.
Bazı tesadüfler vardır bilinmeyenin kapılarını aralar, bazı tesadüfler ise hiç umulmadık durumların ortasında bırakır insanı. Benim Canvermezler Tekkesi ile ilgili yaşadığım tesadüf bana bunların her ikisini ve birçok duygu durumunu bir arada yaşattı.
Hiç ummadığım bir zamanda hiç ummadığım bir keşifle okuyucunun karşısına çıktım. Arşivlerde gezdiğim sırada bir umut kırıntısı için çırpınırken böyle bir eseri okurla buluşturacağımı bilmeyerek hevesle tarıyordum katalogları. Daha sonra bir set ilişti gözüme. Bir internet sitesi beş sahafiye kitabı neredeyse sudan ucuz bir fiyata satışa sunmuştu. Kitapları hemen satın aldım ve siparişimi heyecanla beklemeye başladım. Fakat o da ne! Ertesi gün sahaftan aldığım mesaj hüsrana sürükledi beni. Yüksek ihtimalle bu kadar hevesli görünmem ve heyecanlı heyecanlı mesajlar atmam satıcıyı işkillendirmişti. Kitapları sattığını ve bu durumu site adminlerine bildirmeyi unuttuğunu söyledi. Sanırım bu kadar uygun fiyata beş kitabı satmaması gerektiğini düşündü diye içimden geçirdim. Ama bu durum beni kitaplara ulaşma konusunda daha da hırslandırdı. Özellikle o sette yer alan kitaplardan birinin tanıtımı ilgimi çok çekmişti.
Türkçenin İlk Gotik Romanı Canvermezler Tekkesi
O kitap bahsimize konu olan Canvermezler Tekkesi’nin ta kendisiydi. Yazarı Ahmet Kamil ise hiç tanıdık gelmiyordu kulağıma. “Musavver” yani resimli roman ibaresi ise heyecanımı katlamaya yetiyordu. “Acaba o zamanki çizimler nasıldır? Acaba çizgi roman formatıyla mı yapılmıştır?” düşünceleri içimi kemiriyor ama yazdığım tüm sahaflardan olumsuz cevap alıyordum.
İlk olarak Ahmet Kamil’in kim olduğunu keşfettim. Ahmet Kamil’in bir takma isim olduğunu yazarın Selim Nüzhet Gerçek olduğunu öğrenmemle bu aynı zamanda gazetecilik yapan yazarımız hakkında bilgiler toplamaya başladım. Oldukça göze çarpan çalışmaları olduğunu fark ettim. Daha sonrasında ise Canvermezler Tekkesi’nin İleri gazetesinde yer alan tefrikalarına dijital kütüphaneler aracılığı ile ulaştım.
Resimli Bir Roman
Çalışmaya başladığım ilk zamanlar daha çok çizimlerle ilgileniyordum. Sayfalara nasıl iliştirilmiş, nasıl bir yöntemle çizilmiş diye uzun müddet inceledim çizimleri. Çünkü ben bu eseri resimli roman çevirme hevesiyle Latin alfabesine aktarmak istemiştim. Ancak eser ilerleyip ete kemiğe büründüğünde elimdekinin sadece resimli bir roman olmadığı gerçeğiyle yüzleştim.
Sayfalar ilerledikçe 1913 senesinde bir ormanda kaybolmuş, Canvermezler’in tuzağına ben de düşmüştüm artık. Kitapta gergin bir hava hakimken Latin alfabesine aktarım yapıyor ve dilini hızlıca günümüze uyarlıyordum. Kitabın sonlarına doğru olaylar öyle bir hal aldı ki şaşkınlık ve ürpertiyle dolu dakikalarda geceleri çalışırken o atmosferden midir bilinmez dişlerimi sıkarak çalışır olmuştum.
Canvermezler Tekkesi’nin Latin alfabesine aktarımı bittiğinde ise bir süre şaşkınlıktan ağzım açık şekilde bekledim, olayları hazmetmeye çalıştım. Daha sonra ise korku türü ile alakalı araştırmalara giriştim. Eldeki verilere göre Türk edebiyatının kronolojik bağlamda ilk gotik romanını çevirmiştim.
Ali Nail Bey nasıl tesadüf eseri yolunu Belgrat ormanlarında kaybedip Canvermezler’in tuzağına düştüyse ben de yaşadığım tesadüflerle bu kitabı okurla buluşturdum. Kayıp Kitaplar Kütüphanesi’nin altı, benim dördüncü eserimde korku edebiyatımıza bir nebze de olsa katkı sağladığım için çok mutluyum. Eserin gördüğü ilginin verdiği teşvikle edebiyatımızın kronolojisinde taşları yerinden oynatmaya devam edeceğim.
Merve Köken
Canvermezler Tekkesi hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilirsiniz.
Transkripsiyon sürecini tahmin edebiliyorum. Nasıl heyecanlı, nasıl özel olmuştur. Bu kitap hakkında çok heyecanlıyım. Çevirmen Merve Köken’ e bir okur olarak teşekkür ederim.