Bu yazı “Korku Edebiyatının Alt Türleri” adıyla World Without End adlı siteden özetlenmiştir. Kaynakta yer alan örneklerin yanı sıra gerektiğinde ve mevcut olduğunda ülkemizden de örnekler göstererek başlığı biraz daha zengin hale getirmeye çalıştık.
İşte korku edebiyatının bilinen alt türleri!
Korku Edebiyatı ve Alt Türleri
Şeytani
Konusunu dini anlatılarda ve kutsal kitaplarda anlatılan şeytandan ve ona yardım eden şeytani varlıklardan alan kurgudur. Şeytanlar genellikle doğrudan insanları hedef alan, cehennemden gelmiş boynuzlu yaratıklar olarak tasvir edilir.
Stephen King’in Uykusuzluk, Bir Aşk Hikâyesi, Ruhlar Dükkânı kitaplarıyla Joe Hill’in Boynuzlar kitabı bu alt tür çerçevesinde değerlendirilebilir.
Behçet Safa, Şeytan ve Şeytanın Piçi romanlarıyla bu alt türün ilk örneklerini edebiyatımızda vermiştir.
Masal Korku
Masallar ne kadar korkunç olabilir değil mi? Kırmızı Başlıklı Kız, Rapunzel, Kül Kedisi gibi masallar zararsız ve çocuklara kesinlikle uygun olabilir ama bütün bu karakterler korku kurgunun kahramanları da olabilirler. Masal Korku da tam olarak bu düşünceden ilerleyerek kendine yer buluyor. Cinayet işleyen, şeytani fikirleri olan ya da yeraltı yaşamı süren masal kahramanları burada yaşıyor.
Neil Gaiman’ın, Türkçe çevirisi “Öyküler” adlı derleme kitapta yer alan ancak yurt dışında tek başına kitap olarak yayımlanan, Hakikat Kara Dağlardaki Bir Mağaradır uzun öyküsü, Koralin ve dilimize henüz çevrilmeyen Unnatural Creatures (Doğaüstü Yaratıklar) adlı yapıtları bu türün kapsamına girmektedir. Yine dilimize çevrilmeyen, Raymond E. Feist’ın yazdığı çağdaş fantazi Faerie Tale romanıyla Washington Irving’ın Uykulu Kuytu Söylencesi de bu alt türdedir.
Hayaletler
Casper türü hayaletler tabii ki korkunç olmayabilir ama gerçek hayaletler ürkütücüdür. Korku edebiyatı da hayaletler konusunda epey zengindir. Tabii ki burada rahmetli olmuş yazarlardan bahsetmiyorum.
Jonathan Carroll’ın yazdığı Âşık Hayalet, dilimize henüz çevrilmemiş olan Voice of Shadow adlı yapıtları, Charles Dickens’ın ünlü Bir Noel Hikayesi ve Mark Twain’ın A Ghost Story adlı öykü kitabı bu türün örnekleri arasında sayılabilir.
Gotik
Gotik roman ve öykü, korkunun görünen ve gerçekten popüler olan ilk türüydü. Bu sebeple korku edebiyatının temeli sayılabilir. Yıkılmış kaleler, çökmüş ahlaki düzen, karanlık üslup bu türün vazgeçilmezidir.
Frankenstein Bound romanıyla Brian W. Aldiss, mizahi korku içerisinde de kendine yer bulan Northanger Manastırı romanıyla Jane Austen, Tepedeki Ev ve Biz Hep Şatoda Yaşadık romanlarıyla Shirley Jackson, Hayaletin Garip Huyları adlı öykü kitabı ve Ejderhanın Gözleri romanıyla Stephen King, Gotik alt türünün yazarlarındandır.
Mizahi Korku
Mizahi Korku, kara mizah, büyük ve ciddi korku roman ve öykülerinin parodi edilmesi ya da hiciv yoluyla yazılan bir kurgudur.
Eminim şaşıracaksınız ki bu türde yazdığı 3 romanıyla Jane Austen başı çekiyor. Ben H. Winters, Austen’ın yazdığı Akıl ve Tutku romanının üzerine eklemeler yaparak onu “Sense and Sensibility and Sea Monsters” adıyla parodi biçiminde yazmıştır. Esas romanın üzerine eklemeler yapıldığı için teknik olarak romanın büyük bölümü Austen’a aittir. Aynı şekilde romanın üzerine ekleme yoluyla Seth Grahame-Smith de Aşk ve Gurur romanını parodilemiştir, bu roman “Aşk ve Gurur ve Zombiler” adıyla dilimize de çevrilmiştir. Austen’ın bu türdeki üçüncü romanı yaşadığı 1798-1799 yıllarında oldukça popüler olan gotik edebiyatını hicveden Northanger Manastırı’dır. Aynı zamanda Neil Gaiman’ın Ben, Cthulhu öyküsü ile Partilerde Kızlarla Nasıl Konuşulur çizgi romanı da bu mizahi korku türündedir.
Lovecraftian Kurgu/Cthulhu Mitosu
H.P. Lovecraft yapıtlarında şemsiye kurgular kullanarak korkuya dair pek çok türü bünyesinde topladığı için kendisini “Mitsel Korku” ve “Tuhaf Korku” maddelerinde de anmadan geçmeyeceğiz ama onun kendisine özgü, kurgularında da ağırlık verdiği “Kozmik Kurgu” da denilen tür “Lovecraftian Kurgu” adıyla bilinir. Lovecraftian, Ballardian ya da Tolkienesk’de olduğu gibi Lovecraft’ın tarzına benzer şekilde yazılmış eserlere verilen bir addır. Bu tip bir kurgu içerisinde bilinmeyen bir yerden, kozmosun uzak bir gezegeninden ya da okyanusun keşfedilmemiş derinliklerinden gelen korkunç yaratıklar ve öğeler barındırır.
Lovecraft’ın yapıtlarının yanı sıra sitemizde de yayımlanan Neil Gaiman’ın Ben, Cthulhu öyküsü ve Kırılgan Şeyler adlı öykü toplamı, bizim Beşinci Mevsim ile tanıdığımız N.K. Jemisin’ın dilimize henüz çevrilmemiş The City Born Great adlı romanı bu türün içerisinde sayılabilir.
İnsan Yapımı
“İnsan Yapımı” adı kötü çevrilmiş gibi durabilir ama bu kurgu türünde insan elinden çıkma dehşetli ve şeytani varlıkların, olayların ve makinelerin yarattığı gerilime ve korkuya odaklanılıyor.
Herkesin tahmin edebileceği üzere bu alt türün başyapıtı Mary Shelley’nin yazdığı Frankenstein’dır. Geçtiğimiz sene Frankenstein’ın 200. yaşını böyle kutlamıştık.
Canavarlar
Adı üstünde korkunç canavarları, insan eliyle yapılan yaratıkları kurgu öğesi olarak kullanan bu alt tür korku edebiyatının en bilinen türlerindendir. Sinemada ise denizkızları, King Kong ve Godzilla gibi kült karakterlerle kendini göstermiştir.
Brian W. Aldiss’in dilimize çevrilmemiş Frankenstein Bound romanı, Mary Shelley’nin Frankenstein’ı, Clive Barker’ın Kabal: Nihayet Gecenin de Bir Efendisi Oldu romanları alt türün örnekleridir.
N. Erman’ın 8 kitaplık Canavar Frankenştayn serisi de edebiyatımızda bu türün güzide örneğidir.
Mitsel Korku
Mitsel Korku ya da Mitik Korku mitolojik yaratıkları konu alır. Genellikle zengin içeriğiyle Yunan, Mısır ve İskandinav mitolojileri mitik kurguya içerik sağlamaktadır. Bunun dışında yazarın isteğine göre kurgunun temeli olan mitolojiyi kendisi kurarak mitik yaratıkları sıfırdan yaratabilir.
Neil Gaiman’ın Amerikan Tanrıları, H.P. Lovecraft’ın Cthulhu mitosu bu türün örnekleri olarak gösterilebilir.
Okült
Büyü, simyacılık, tarih öncesi sahte bilimleri ve ezoterizm “Okült” alt türünün temelini oluşturarak korku edebiyatını belli oranda bilimkurguya bağlamaktadır.
Alfred Bester’ın Yıkıma Giden Adam, dilimize henüz çevrilmemiş The Deceiver romanları, Stephen King’in Dolores Claiborne, Göz, Uykusuzluk, Tepki, Maça Kızı, Şeffaf, Yeşil Yol, Çağrı romanları, Joe Hill’in Boynuzlar romanı, Dean Koontz’ın Cold Fire ve The Vision romanları bu türe örnek teşkil etmektedir.
Kıyamet Sonrası Korku
Nükleer patlamalar ya da ona benzer herhangi bir felaket sonrasında dünya üzerinde kalan bir avuç insanın, sınırlı kaynaklar için savaşını ya da bu felaket sonrasında dünya üzerinde görülen varlıkları, olayın etkilerini, insanların psikolojisini konu edinir.
Murray Constantine tarafından yazılan Swastika Geceleri, Stephen King’in Cep romanı, Dmitry Glukhovsky’in Metro 2033 romanı, Daniel H. Wilson’ın yazdığı Robopocalypse serisinin ikinci kitabı Robogenesis bu türün örnekleri arasında sayılabilir.
Psişik Yetenekler
Psişik yetenekler kısaca telekinezi, akıl okuma, zihin gücüyle eşyaları hareket ettirebilme, pirokinezi gibi doğaüstü yetenekleri tanımlamakta kullanılır. Bu güçler bazen kalıtım yoluyla nesilden nesle geçerken bazen de kahramanın başına gelen olağanüstü bir olay sonucu kazanılır.
Alfred Bester’ın Yıkıma Giden Adam ve The Deceivers romanları, Stephen King’in “Okült” başlığı altında dâhil edilen bütün romanları ve Octavia E. Butler’ın Türkçede olmayan “Unexpected Stories” adlı öykü kitabı bu türün çatısı altına girmektedir.
Psikolojik Korku
Psikolojik Korku da doğaüstü canavarlar, büyücüler yoktur. Sadece kahramanın psikolojik korkuları üzerinden ilerleyen bir kurgu yapısına sahiptir. Bu kurgularda genellikle bir seri katil ya da kahramanın korktuğu herhangi bir şey bu korkuya sebep olur. Gizem ve gerilim türlerine benzese de kurgu da yer alan gizemi çözmek yerine onun üzerinden bir korku üreterek bu türlerden farklılaşır.
Margaret Atwood’un Kör Suikastçi, J.G. Ballard’ın Çarpışma, Süper Kent romanlarıyla dilimize çevrilmemiş olan High-Rise ve Concrete Island romanları ve Chronopolis and Other Stories öykü kitabı bu türdedir.
Daniş Remzi Korok’un yazdığı Ölü Ciğeri Yiyen Adam, Vala Nureddin Va-Nü’nün yazdığı Karacaahmedin Esrarı ve Melek Melih Bayrı’nın Vampirin Kamburu romanları edebiyatımızda bu türde verilmiş yapıtlardır.
Splatterpunk
Bilimkurgu ile zayıf da olsa bir bağı bulunan Splatterpunk teknolojik gelişme temelinden çok bünyesinde toplayabildiği kadar şiddet, kan ve gözyaşı temeli üzerine kuruludur. İşkenceci yaratıklar, okült öğeler ve metafizik bu punk tipi kurgunun başat öğeleridir. Splatterpunk bir dönem oldukça popüler olan başka bir korku alt türü, Gotik kurguya, karşı bir başkaldırı olarak ortaya atılmıştır.
Clive Barker’ın Kan Kitabı, The Damnation Game, Hellraiser serisinin ilk kitabı olan The Hellbound Heart romanları, Poppy Z. Brite’ın Drawing Blood, Exquisite Corpse, Lost Souls romanları, Jack Ketchum’ın yazdığı ve “Komşudaki Kız” adıyla filme de uyarlanan The Girl Next Door, Ladies Night romanları bu alt türe dâhil edilebilir.
Vampir
Vampirleri hepimiz seviyoruz, değil mi? Yakın zamanda sizler için televizyonun ünlü vampirlerini derlemiştik. Edebiyatın vampirleri de korku edebiyatı içinde oldukça geniş bir yer kaplıyor ve her dönem popülerliğini korumayı da başarıyor.
Edebiyata vampirleri 1819 yılında “The Vampyre” adlı kısa öyküyü yazarak Dr. John Polidori kazandırdı. Lord Ruthvren pek popüler olmasa da edebiyatın ilk vampiri kabul edilir. Ardından da Bram Stoker 1897’de “Dracula” romanını yazınca vampirler popüler oldu. Anne Rice’ın Vampir Günceleri serisi, Stephenie Meyer’ın Alacakaranlık serisi, L.J. Smith’in Vampir Günlükleri serisi günümüzün popüler vampir romanlarıdır.
Ali Rıza Seyfi’nin Kazıklı Voyvoda romanı, Kerime Nadir’in kadın bir vampiri konu edindiği Dehşet Gecesi, Selami Münir Yurdatap’ın seri halinde yazıp yayımladığı Drakyola: Kan İçen Adam ve Drakyola: Asılamıyan Adam romanları vampir alt türünün ülkemizdeki örnekleridir.
Tuhaf Korku
Tuhaf kurgu, Korku edebiyatının kardeşi olarak içinde bol miktarda tuhaflık içeren korkunç öğelerin yer aldığı bir tür kurgudur. Uçan göz yarasalarının, ahtapot kafaları devlerin, tek gözlü iblislerin ya da çok başlı yaratıkların yer aldığı bir evrene sahiptir.
H.P Lovecraft öyküleriyle ve yarattığı Cthulhu mitosuyla bu türün öncüsüdür. Daha önce kendisiyle röportaj da gerçekleştirdiğimiz Karin Tidbeck’in dilimize çevrilen Zeplin adlı öykü kitabı bu türdedir.
Kurtadam
Genellikle dolunay sırasında aya karşı uluyarak dönüşüm geçiren kurtadam adı verilen bu mitolojik yaratıklar özünde insandır. Dünya üzerinde yok olmuş veya yaşamakta olan pek çok halkın mitolojilerinde bu efsanevi yaratıklara rastlanır. Kurtadamların korkulu rüyası ise gümüş paradır.
Stephenie Meyer’ın Alacakaranlık serisine ek kitap olarak yazdığı Bree Tanner’ın İkinci Hayatı ve serinin ikinci kitabı olan Yeni Ay bu türe verebileceğimiz bazı örneklerdir. Ayrıca Stephen King’in Kurtadamın Döngüsü ve Glen Duncan’ın Son Kurtadam Üçlemesi’nden de bahsetmek gerekir. Alexis Easley ve Shannon Scott tarafından yazılan ve dilimize henüz kazandırılmamış olan Terrifying Transformations: An Anthology of Victorian Werewolf Fiction adlı 1838-1896 Viktoryan döneminde yazılmış Kurtadam kurgularını derleyen bir antoloji de mevcuttur. Yerli edebiyatta ise Ümit İhsan’ın Kızıl Günün Şafağı’nı hatırlayabiliriz.
Büyücüler
Büyücüler ya da Cadılar tarih boyunca insanların korktuğu ve çekindiği kişiler olmuştur. Bu durumunda sanata yansıması kaçınılmazdır. Bilinmezden gelen, nasıl elde edildiği bilinmeyen güçleriyle iyi karakter de olabilirler kötü karakter de.
Shirley Jackson’ın yazdığı Biz Hep Şatoda Yaşadık bu alt türün kültlerindendir. J.K. Rowling’in Harry Potter evreni içerisinde yazdığı Ozan Beedle’ın Hikayeleri ve Roald Dahl’ın yazdığı Cadılar romanı da bu türe dâhildir.
Zombiler
Zombileri ya da Hortlakları hepimiz biliyoruz. “Zombi” kavramı ilk olarak George Romero’nun 1968 yılında çektiği “Yaşayan Ölülerin Gecesi” adlı sinema filmiyle ortaya çıktı.
Neil Gaiman’ın yazdığı Bitter Grounds adlı öykü toplamındaki kimi öyküleri ve Stephen King’in yazdığı Hayvan Mezarlığı, Cep romanlarıyla Rüyalar ve Karabasanlar öykü kitabında yer alan bazı öyküleri bu türün içerisinde değerlendirilir.
Vedat Örfi Bengü’nün Lord Lister serisi ve Akdeniz İncisi romanı, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Cadı, Gulyabani, Mezarından Kalkan Şehit, Dirilen İskelet romanları, Reşat İleri’nin Karacaahmet’ten Karakola Gelen Ölü, Fevzi Görgen Firavun Mezarında Korkunç Bir Gece, A.T. Safkan Dünya Titriyor! romanları Türk edebiyatında bu türün eserleri olarak kendilerine yer bulmuşlardır.
Sizler bu liste hakkında ne düşünüyorsunuz? Türlere eklemek istediğiniz örnekler var mı? En çok ilginizi çeken alt başlık hangisi? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum aracılığıyla bizlerle paylaşabilirsiniz.
Güzel bir makale… Ancak “İnsan Yapımı” deyimi ilgili konuyu yeterince açıklamıyor; “İnsan Yaratımı” çok daha uygun olurdu…
“Kötü çevrilmiş” İnsan Yaratımı daha iyi bir çeviri.
Psikolojik Korku türüne Yaşar Kemal’in çoğu kitabını da ekleyebiliriz. Demirciler Çarşısı Cinayeti ve Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana gibi.
Yazı çok şeyi açıklamış ancak korku kurgusu o kadar derin bir olgu ki insan her türlü şeyden korkabiliyor.
Stephen King’in ‘‘O’’ kitabını okuduktan sonra palyaçolardan korkan, Ruhlar Dükkanı kitabını okuduktan sonra tekinsiz yerlerden alışveriş yapmaya korkan, Medyum’u okuduktan sonra otel odalarından veya küvetlerden korkan, Cep kitabını okuduktan sonra cep telefonlarından korkan, Kujo’yu okuduktan sonra köpeklerden korkan, Buick 8’i okuduktan sonra arabalardan korkan insanlar vardır mutlaka. Liste uzar gider. King’i örnek vermemin sebebi sadece tek bir varlıktan korkutması değil, bize çeşit sunmasıydı.
Korku kurgusu başlı başına incelenmesi gereken bir tür.
Belli bir edebi sisteme oturtulmuş olan alt türler baz alınıyor. Hayal gücü ucu bucağı olmayan bir okyanus ve söyledikleriniz her tür için geçerli. Hayal gücü "su"dan bile korku çıkarabilir. Ya da bilimkurgu mevcut, tanımlı alt türlerin kapsamında olmayan yeni bir tür ortaya çıkarabilir ki bu çok zor değil. Tanımlı türler de bir zamanlar bilinmiyordu. Ta ki biri gelip onları sisteme oturtana kadar. Splatterpunk varlığını çoğunlukla Clive Barker’a borçludur.